Osman Gazi heykeli ve Atatürk

1919 tarihinde 300 milyonu bulan ancak hiçbiri bağımsız olmayan Türk ve İslam toplumları vardı.

 

Vatanın kurtuluşu için 19 Mayıs 1919’da Samsun’da bağımsızlık ateşinin yakıldı.

 

1919 yılının 23 Temmuz’unda yapılan Erzurum Kongresi’nde de alınan kararla:

 

“Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz. Manda ve Himaye kabul olunamaz” milletin düşüncesi tüm dünyaya duyuruldu.

 

Kongre bitmiş Gazi Mustafa Kemal ve Heyeti Temsiliye üyeleri Sivas’a hareket etmişti.

 

1923 yılında Bursa’da Mustafa Kemal Paşa’ya resim ve heykel hakkında bir soru yöneltilmişti.

 

Mustafa Kemal Paşa da ; “Abidattan/abidelerden  bahseden arkadaşımızın maksadı heykel olsa gerektir…….”

 

Gazi Paşa, heykel yapımının dinimizce bir sakıncası olmadığını geniş açıklamalar yaptıktan sonra “Mesela Sivas’tan Erzurum’a giderken yol üzerinde güzel bir heykele tesadüf edersiniz,” der.

Gazi Mustafa Kemal’in bahsettiği heykel, 1913-1917 yılları arasında Sivas valisi olarak görev yapan Muammer Bey’in bir taş kaide üzerine Sivas’ın Hafik kazasının merkezi olan Koçhisar kasabasının ortasından geçen yol üzerinde 1915’de yaptırdığı Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi heykelidir.

 

Neden Osman Gazi heykeli Hafik ilçesinde yaptırılmıştır?

 

Osman Ergin’e göre; “Osmanoğulları hanedanı Asya’dan Anadolu’ya geldiklerinde Erzurum ve çevresinde bir müddet kalmışlardır. Fakat oralara yerleşmemişlerdir. Nitekim Evliya Çelebi Erzurum’da bunlara ait bazı makberlerden bahseder. Muhaceret senelerinde Osmanoğulları’nın ecdadı Koçhisar’a da uğramışlar da bu tarihi hatıraya binaen mi böyle yapılmıştır?”

 

Bir rivayet 1230'lu yıllarda Hafik ovasında Selçuklularla Moğollar arasında meydana gelen savaşta Selçuklular yenilmek üzere iken, obasıyla buradan geçmekte olan Ertuğrul Gazi 700 atlısıyla yardım ederek, Selçukluların galip gelmelerini sağlamıştır. Sultan Alaaddin Keykubat bu katkısından dolayı Ertuğrul Gazi'ye ileride büyük bir İmparatorluğun temellerini atacakları Söğüt bölgesini vermiştir.

Vali Muammer Bey’in teşvikiyle heykelin yapımını üzerine alan Hafik Kaymakamı Serezli Nabi Bey yüksek bir mermer kaide üzerinde Osman Gazi heykelini Ermeni taş ustasına yaptırarak tamamlattırır.

 

Bundan sonra iş heykelin açılışına gelir.

 

Heykelin açılışına Vali Muammer Bey gitmek ister ancak Sivas Bölgesinde Ordu Kumandanı Vehip Paşa ile arası açık olduğu için gitmek istemez.

 

Kendi yerine Sivas Müftüsü Rauf Efendi’yi açılış heyetin başında heykelin açılışına gönderir.

 

Açılış yapıldıktan sonra heyet Sivas’a döndüklerinde çarşıda halk “Taş dikenler geliyor” sözleriyle söylenmeye başlarlar.

 

İlk defa bir heykeli kazasında yaptıran kaymakam unvanını Nabi Bey, ilk defa bir heykelin açılışını yapan müftü unvanını da Müftü Rauf Efendi kazanır.

 

Aslında ilk Osmanlı padişah heykeli Sultan Abdülaziz’in İngiliz heykeltıraş Charles Fuller’e 1872’de yaptırdığı at üstündeki bronz heykelidir. Heykel Beylerbeyi Sarayı’nda sergilenmektedir.

 

Hafik’te gördüğü Osman Bey heykelini değerli bulan Mustafa Kemal Atatürk’e rağmen 1936 yılında Sivas valiliğine atanan kraldan çok kralcı geçinen Nazmi Toker tarafından yıktırılmıştır.

 

Bugün Osman Gazi heykeli Sivas Arkeoloji Müzesi’ndedir. Büstün konulduğu taş sütün ise ilçedeki Tepebaşı Merkez Cami’sinde musalla taşı olarak kullanılmaktadır.

 

19 Mayıs Bayramı’nızı kutlar, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzerek tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anarım. Ruhları şad olsun.   

 

Vali Muammer Bey hakkında geniş bilgi için kaleme aldığım “Kayseri ve Sivas’ın Çağdaşlaşmasında Vali A. Muammer Bey” adlı eserime bakılabilir. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.