Barışın sembolü zeytinin başına gelenler!

Zeytin, Üzüm, Tütün, Buğday,  Antep fıstığı, Fındık, Kayısı, İncir Anadolu’da yetişen kadim bitkisel stratejik ürünler.  Hatta; yapısal tarım politikaları geçmişte şekillendirilirken, kamu kuruluşları bu ürünlerin geliştirilmesi için Tarım ve Orman bakanlığı aracılığıyla araştırma enstitüleri kurmuş. Mesela günümüzde Tekirdağ’da ve Manisa’da bağcılık, Giresun’da fındık araştırma enstitüsü, Aydın’da İncir Araştırma Enstitüsü günümüzde de hizmet vermekte. Zeytincilik Araştırma Enstitüsü İzmir’de Üniversiteler Caddesi üzerinde Bornova’da konumlandırılmış.

 

Türkiye ve dünya pazarında ihtiyaç olan güvenilir zeytin ve zeytin ürünlerine erişilebilirliği gerçekleştirmek ve zeytin alanlarının, ekolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, kırsal alanda yaşam standardını yükseltmek amacıyla politika belirlemek misyonuyla, bilimsel araştırmalar ışığında yaşanabilir çevre ve sürdürülebilir meyvecilik ilkelerine bağlı Türkiye zeytinciliğini dünya çapında üst seviyelere getirmek amacıyla; konusunda uzman araştırıcılarda birlikte güvenilir bilgide öncü ve zeytincilikle ilgili sorunların çözüm noktasında lider bir araştırma kurumu olma hedeflerini kurumsal internet sitelerinde açıkça beyan etmektedir.

 

Misyonda beyan edilen hedeflere ulaşmak için birim alan verimini arttıracak çalışmaların yanında mevcut zeytin alanlarının korunması ve genişletilmesi için farkındalık çalışmaları gerçekleştirmek de bu hedefle bağdaşan girişimlerdir.

 

Türkiye’nin stratejik konumunun ve iklim çeşitliliğinin avantajı olmasına rağmen enerji bakımından kıt kaynaklara sahip olması nedeniyle eksiklik; artan nüfus ve sermaye ekonomisinin de etkisiyle ekonomik olarak hissedilir durumdadır. Bu bağımlılık durumu Türkiye’nin dış ilişkilerinde proaktif olmasını etkilemektedir. Dış ilişkilerde ilgili ülkenin menfaatine aykırı yapılan ufak bir açıklama sonunda (örneğin doğalgaz konusunda İran’dan tedarik ettiğimiz doğalgaz hatlarında hemen bir teknik arıza oluşuveriyor ve bir süre gaz akışı sağlanamayabiliyor) yaptırım tehditleriyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Keza anı durum komşu ülkelerimizdeki saldırgan tavırları engellemeye yönelik olması durumunda da hemen gündeme gelebileceğinden, gözlemci olmaktan öteye geçmekte bazen de özgürce ‘savaşa hayır!’ demekte bile zorlandığımız olmuyor değil.

 

Bağımlılık durumunun üstesinden gelmek için sürdürülebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine yönelik yatırımlar yüksek bütçe yükü oluşturduğundan çare, sermaye ekonomisinin besin kaynağı olan doğa ve emek üzerine yoğunlaşıveriyor.

 

1 Mart 2022 tarihinde resmi gazetede yayımlanan ‘Maden yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin’ ilk maddesindeki değişim, zeytin yetiştiriciliği yapılan alanlara özgü bir şekilde şekilleniyor.   Enerji üretimi yapılan madenlerin (kömür), zeytin alanlarına denk gelmesi durumunda zeytinliğin eski haline getirilmesi koşuluyla, bahçenin taşınmasını kolaylaştıracak yasal girişimlerin önü açılıyor.

 

Halbuki; zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkında kanunun 20. Maddesi ‘Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede; zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köy işleri Bakanlığının iznine bağlıdır.’ İfadesi yer almakta.

 

 Yüreklere su serpen bir haber ise; kanunla çelişen bir yönetmeliğin iptali için ilgili girişimlerde bulunan Birleşik Kamu İş Konfederasyonuna bağlı Tarım Orman İş sendikası fiili durumu dikkatle izlenmekte olduğu ve hukuki girişimler için hazırlıklar yapıldığına dair haberlerin müjdelenmesidir.

 

Güneş enerjisinden elektrik elde etme yöntemlerinin popüler olduğu günlerde; tarım dışı alanların yoğun olduğu ya da marjinal tarım arazilerinde güneş enerji santrallerinin kurularak sürdürülebilir temiz enerji üretimi stratejisinin ağırlığını, uzun yıllardır bölgeye uygun odunsu tür olan zeytin ağaçlarının nakledilmesiyle oluşan çıplak alanda madencilik faaliyetleriyle enerji üretimi stratejisi alıveriyor.  

 

Sermaye ekonomisinin temel besin kaynağı emek ve doğal kaynaklardır. Emeğin günümüzde kargo şirketlerinde çalışan emekçiler haricinde pek sesinin çıkamadığı günlerde; doğal kaynakların tahribatına ses ancak bir internet sitesi üzerinden başlatılan imza kampanyalarından, sosyal medya hesaplarında yapılan itiraz açıklamalarından öteye geçememesi ne kadar üzüntü vericidir değil mi?  

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Mükerrem Arslan 05 Mart 2022 10:38

    Genç meslektaşım kapsamlı bilgiler içeren makaleni çok beğendim. Teşekkür ederim.

  • Sevil kaya 04 Mart 2022 00:09

    Gerçekten çok üzücü bir konu..zmo da bu konuda mücadeleyi başlatmış inşallah zeytinliklerin kaybolması önlenebilir...