Bayrak Şiiri'nin yazılış hikâyesi...

5 Ocak Adana'nın kurtuluşu. Kutlu olsun. 5 Ocak 1975 "Bayrak şairi" Arif Nihat Asya'nın da ölüm yıldönümü... 5 Ocak "Bayrak Şiiri"nın yazıldığı ve ilkez okunduğu yer ve tarih... Büyük şairimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Rahmetli Âkif'in İstiklâlâl Marşı'mızdaki bayrağa hitabını hatırlatan  "Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü" seslenişiyle başlayan, şanlı bayrağımızla adetâ özdeşlenen ve dilimizde destanlaşan bu muhteşem şiirin yazılış hikàyesin ölüm gününde kendisinden dinleyelim.

 

Hatay’ın alınmasına tekaddüm eden yılların birinde, Adana’nın kurtuluş bayramı olan 5 Ocak’tan sekiz on gün önceydi. Hocası olduğum Erkek Lisesi’ne Milli Eğitim Müdürlüğü'nden gelen yazıda "Kurtuluş günü Saat Kulesiyle Ulu Cami minaresi arasına şehir tarihî bayrağı çekilirken, öğrencilerimizden birinin, güne uygun bir şiir okuması…" deniyordu.


Okul Müdürü bu işi bana havale etmişti. Dinleyicilere "Yine mi bu?" dedirtmek istemediğim için, az okunmuş, az bilinen bir şiir seçmeyi düşündüm. Talebeyi de bu işin hazırlığına katmak mesleğimin icaplarındandı.


Üç dört kişi çağırdım. Aralarında şimdi orman mühendisi olan İsmail Toprak’ın da bulunduğu hatırımdadır. Araştırmalar yaparak maksada uyan, fakat çok duyulmamış bir şiir bulmalarını istedim, kendilerine izin de verdim. İki- üç gün sonra eli boş döndüler. "Daha arayın!" dedim. Yine bulamadıkları cevabıyla geldiler.


5 Ocak çok yaklaşmış, bayrak mevzuu da beni doldurmuştu. Gece, Ocak Mahallesindeki evimde, petrol lambasının ışığında, bayrağa sığınarak kalemi elime aldım. O gecenin sabahı Bayrak şiiri hazırdı. Artk çok kişiyi vazifelendirip, birini seçmek usülünü tatbikata vakit kalmamıştı. "Aydın'ı çağırın" dedim, kâğıdı eline tutuşturdum, okudu. Birlikte bir iki deneme yaptık. Aydın, bu iş için biçilmiş kaftandı.


5 Ocak’ ta ben kalabalığa girememiş, gerilerde kalmıştım. Aydın okumuş, alkışlanmış…Akşam, o zaman ki Halkevi, sonraki bölge binasında 5 Ocak Balosu var… Aydın da orda… Balonun kalabalığı içinde biri, Aydın’ı tanıyınca aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:


-Bugün şiir okuyan sen değil miydin?
-Bendim efendim.
-Burada neden okumuyorsun?
Aydın orda da okumuş, birkaç defa tekrarlatılmış galiba…
-Kimin bu? demişler.
-Bilmiyorum, cevabını alınca hem şaşırmışlar, hem kızmışlar…
-Nasıl bilmezsin?
-Bilmiyorum.
-Hocan kim?
-Arif Hoca...
-Kimin olduğunu söylemedi mi?
-’Kimin olduğunu söyleme’ dedi.


O zaman mesele anlaşılmış… "O gün, bu gün, Bayrak şiiri de bayrağın kendisi gibi, hepimizin olmuştur."


İki binli yıllarda MIlli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik döneminde; Bayrak Şiiri"nın bazı mısralarının ırkçılık çağrışımı yaptığından bahisle; nasıl bir ırkçılık ise, son mısralarının edebiyat kitaplarına eksik konulduğuna da şahit olmuştuk ne yazık...


Kaynak: Arif Nihat Asya’nın Şubat 1969 tarihli Defne Dergisi’'nden  Metin Nuri Samancı’ya verdiği röportajından.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.