Bir zamanlar Erzurum da idrak ettiğimiz Ramazan... (3)

ERZURUM’DA TERAVİH NAMAZI…

 

“Ramazanda Teravisine,

Çocukların bayram arifesine,

Bayramda çocukların ayak sesine,

Hasret kaldım Erzurumun”

                  Şeref Hamamcı

 

Teravih namazı; akşam iftar vaktiyle  kılınan Akşam namazı sonrası yatsı namazı ve arası eda edilen yirmi rekat namazdır….

 

Cami ve caddeleri mahyalarla donatılarak idrak edilecek ramazan ayının şehire verdiği o manevi havayı yıllarca bünyesinde muhafaza eden Erzurum’da ramazan ayını idrak ettiğinizde aldığınız hazzı şevki ve kılınan Teravih namazının tadını hiçbir yerde alamazsınız…

 

 

Ramazan ayının ilk sahuruna kalkılacak gecenin yatsı namazıyla beraber teravih namazı başlar…teravih namazları bazı camilerde Hatimle, bazı camilerde normal veya çok çabuk kıldırılan imamlar tercih edilirdi…

 

Hatimle teravih namazı kıldıran imamlar gurra hafızlardan olurdu: “Ayaz Paşa caminde Mehmet Hoca, Devrişağa caminde Mustafa Hoca, İbrahim Paşa camiinde Solakzade Sagıp Danışman hoca, Zahireci Alioğlu tarafından yaptırılan fakat camiye adının verilmesini istemeyen,  yerine semtin adı olan Gürcükapı cami olarak belirlenen cami imamı Recep Keskin hoca, Caferiye camiinde Mehmet Gürgür hoca, daha sonraları Gez caminde Metin Hoca, Narmanlı caminde Veli Velioğlu Hoca, Abdullah Hoca” kıldırırdı…

 

Bazıları evlerine yakın muhit camilerini tercih ederken, bazıları kendi arkadaş gurupları ile ortak buluştukları muhitin cami veya mescidinde, sokaklarında bulunan eyvanlı evlerin geniş salonlarında veya çok katlı apartman daireleri veya onların bodrum katlarında, teras katlarında, ramazan ayı boyunca tuttukları özel imamla teravih namazlarını kılardılar…

 

Ramazan ayı kış aylarına denk gelmişse, evlerde kılınan teravih namazının peşine Oltu ilçesinin meşhur “Şamhi köyü” patatesi ya kuzune veya taş kömür sobalarının fırınlarında közleme olarak pişirilerek yenir, üzerine çaylar içiler, sohbet edilirdi…

 

Sohbeti yapan cemaatten biri bir konuyu anlatırken diğerleri onu saygıyla haz duyarak dinlerlerdi…ve bir önceki yılda Teravih namazında beraber olan ebediyete göç eden arkadaşları varsa onunla yaşanan anılar saygıyla yad edilirdi…

 

Hele birde oldukça A'dan, Z'ye herkesin gönlüne hitap eden, gönül adamı Şeyhler cami  imamı Naim Gölleroğlu’nun çok çabuk kıldırdığı teravi namazına katılan cemaatin çoğu, mülki amirler, bürokratlar, Taşmağazalar esnafı, müzisyen, sporcu ve şehrin ileri gelen siyasilerle, bazı gençler kahvehaneye oyun oynamaya daha çabuk gitmeleri için şeyhler camide Naim Hocaya cemaat olurlardı…

 

İlk teravih namazını Şeyhler camide kılan bir kişi kıldığı safın yerinde en az yedi sekiz gün devam ederek, oluşturdukları arkadaş gurubuyla saf yerlerini kendilerine tescil ederlerdi…

 

Onun için camiye her gün birisi önceden gelerek safa geçer arkadaşlarının yerlerini muhafaza ederlerdi..

 

Müezzinlerin oturduğu mahfilde ise cami müezzinlerin rekat aralarında okudukları selat-ı selamlara muhitin sevilen simalarından ; Erzurum Radyosu müzisyenlerinden Suat Işıklı, Dadaş Sıddık,Tik Ayhan (Dalmızrak) ağabeyi arkalarındaki ikinci safta kombosti Cevdet Yumuk, kunduracı Molla Yağanoğlu, kayakçı Nihat Limon ve tüm cemaat eşlik ederdi…

 

İşfaneleyi Suat Işıklı okurdu… okuduğu zaman, Naim hocanın bir “Allah, Allah” demesiyle cami inlerdi…

 

Ramazan ayı boyunca Naim hocanın hemen arkasındaki birinci safın hemen sağında minbere yakın Sümbül Baba, Naim hocanın çok çabuk kıldırdığı teravih namazı sonu terlediği için, Vitir namazına başlanmadan bohçadan çıkardığı havluyu Naim hocanın sırtına koyardı…

 

Naim hocayla Şeyhler camisinde teravih namazını kılmak bambaşka bir hazın ve mutluluğun adı olurdu...

 

Bu caminin teravih namazına iştirak eden müdavimleri, hep birbirini tanıdığı için cami içerisinde tuttukları saf yerler beli olurdu…

 

Bu saf yerleri belli olan arkadaşlar, teravih namazına gelemedikleri zaman diğer arkadaşlarına ben bugün gelmeyeceğim, uzak bir yere davetliyim, hastam var, ya da acil bir işim çıktı haberini bildirdiğinde onun saf yeri serbest bırakırlardı...

 

Teravih namazına haber vermeden gelmeyen biri olduğunda, onu çok yakın tanıyan biri namaz sonrası hemen o arkadaşını arayarak bilgi almaya koyulur ve aldığı bilgiyi sabırsızlıkla bekleyen diğer cemaat arkadaşlarına iletirdi…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.