Bir zamanlar Erzurum'da Kurban Bayramı

Kurban bayramı öncesi Arefe günü, kurbanı olanlar, kurbanlarını süsler mahalleler arasında gezdirirlerdi. 

 

Kurbanların sırtına küçük bir seccade veya ipek bir örtü örtülür...örtü üzerine saçtan yapılı bir cami veya kubbe konularak gramofon kâğıdından yapılı süslerle kurbanın sırtından başlayarak boynuzlarından kuyruğuna ve ayak bileklerine kadar  yapılırdı...

 

Küçük kurbanların baş alın kısımlarına ise genellikle küçük bir ayna yapıştırılırdı...

 

Büyük baş kurbanların alına ise bazen büyük ayna yapıştıranlarda olurdu...gezdirilen diğer bir kurban karşısındaki kurbanın anlındaki büyük aynada kendini gördüğünde parlamalar (Kaçmalar) başlardı ve bu sefer kaçan kurbanlar çok zorluklar içerisinde çevrede bulunan kişilerin yardımıyla zorda olsa yakalanırdı...

 

Bu yakalamalar sırasında yaralanmalarda olurdu...

 

Küçük baş kurbanlar boynuna takılan tasma veya kalın bir iple, bazı büyük baş kurbanlıklar içinde, her iki yandan iki kişinin tutacağı şekilde daha kalın ip bağlanarak gezdirilirdi...

 

Akşam üzeri kurban sahipleri, kurbanlarını yakın komşusunun bahçesine veya evine yakın bir ahıra bırakırdı... 

 

Nışanlı olan kıza kurban bayramında oğlan evi tarafından kurbanlık koç gönderilirdi...Koç’un boynuna kalın bir kurdela, kurdelanın ortasına büyük bir “Cumhuriyet Altını” bağlanırdı...

 

Kurbanın kesimi için, kullanılacak bıçaklar arefe günü veya bir iki gün önce mahalleler arasında gezen ayaklı bilevcilere bilevlettirilerek hazır hale getirilirdi...

 

Erkekler, arefe akşamından, sabah bayram namaz vaktine kadar berberlerde traş olur, akabinde hamama gider ve bayram namazını semtlerinde bulunan camilerinde ifa ederlerdi...

 

Bayram namazını kıldıran imamla cemaat cami içerisinde tek,tek bayramlaşır... sonra cami çıkışında cemaat kendi aralarında bayramlaşmalarını yapar aile mezarlarını ziyaret etmeye giderlerdi...

 

Mezarlık ziyaretini yapan kurban sahipleri kurbanını ya kendisi, ya da önceden haberdar ettiği semt kasabına veya ruhsatı olan gezgin kasaplara kurban kesimini yaptırırlardı...

 

Kesim öncesi, kurban sahibi, kurban duasını yapar, kurbanın kulağına  niyetini söyler, hemen akabinde kesim haline getirilen kurban getirilen tekbirler eşliğinde kesilirdi...

 

Kesimi yapılan kurbanın herhangi bir bölgesinden alınan et hemen pişirilerek geleneksel olarak kurban sahibi tarafından tutulan orucunu açar... kurban işleriyle uğraşan diğer kişilerde bu etten ikram edilirdi...

 

Kurban kesimine kadar traş olmayan kurban sahibi, kurban kesimi bittikten sonra sakal traşını olur, toplu yenilecek bayram sofrasına geçerdi...      

 

Geleneksel bayram yemeği olan; etli yaprak dolması, pilavı, hoşafı, su böreği, kuru fasulyesi, tatlısının yanında pişirilen kurban eti ilave edilerek toplu bayram yemeği yenirdi...

 

Bayram yemeği ailece ve mahallede yaşlı olan sahipsizlerle, bayram namazına iştirak eden cemaatin içerisinde bulunan görevli asker be polislerle garibanlarda o bayram sofrasına alınırdı...

 

Yemeğe gelemeyen  yatalak mahalle sakinlerinin, akrabaların evlerine ise bayram yemekleri götürülerek ikram edilirdi...

 

Yemek sonrası veya öncesi hane halkı ev içinde büyükten, küçüğe doğru bayramlaşmalarını yaparlardı...

 

Hane büyükleri tarafından alınan bayram hediyeleri, aile içerisinde bulunan çocuklara, torunlara bayramlaşma sırasında verilirdi...

 

Yapılan bayramlaşmada büyük olanların elleri öpülür, büyüklerde küçükleri anlından veya gözlerinden öperlerdi...

 

Kesilen kurbanın derisi ise mahalle camisine veya mahalle muhtarlarının resmi topladığı, çocuk esirgeme kurumuna, Kızılay’a veya Türk hava kurumuna makbuz karşılığı verilirdi... 

 

Kurban etinin dağıtımında, bir kısmını hısım akrabasına, bir kısmını komşulara, bir kısmını diğer mahallelerde salığ (haber) aldıkları fakirlere ve bakım evinde kalanlara dağıtılırdı...sağ tarafı da hane halkına bayram ziyaretine gelen misafirlere pişirerek ikram edilrdi...

 

Bayramlaşma büyük olan akrabaların ziyareti ile başlar, eş dost tanıdık ve bildik insanların  hanelerine yaptıkları ziyaretlerle devam ederdi...yapılan bayram ziyaretleri tatlı sohbetlerle taçlandırılırdı...

 

Bayramın gelmesine en çok sevinenler çocuklar olurdu...

 

Çocuklar bayram ziyaretlerinde ellerini öptükleri büyükleri tarafından “sağ olasın yavrum, devletli olasın” ifadelerini hiç eksik etmeden kullanmaları çocukların çok hoşuna giderdi...

 

Bayramlaşmaya gelen çocuklara harçlıklar, hediye olarak mendiller ve bunların yanında çift, çift çikolatalar verilir ve onlara şıklıklarından dolayı “aman efendim ne güzel yakışmış, hele hele amcası , dayısı, halası bir bak, benim kuzum kocaman adam olmuş” diyerek, yanaklarından öpmeyi ve kucaklarına basmayı ihmal etmezlerdi...

 

Erzurumda ihmal edilmeyen bir başka hassas konu ise rahmeti rahmana kavuşan kişinin aile hanesine yapılan ziyarettir...rahmetli olan kişinin aile içerisinde olan yokluğunun üzüntüsünü paylaşmak düşüncesi ile ailenin üzüntülerini hafifletmek amacıyla geleneksel yapılan ilk bayram ziyaretleridir...      

 

Yüreğimin derinliklerinde her zaman yanlarında olduğum ve uzak kaldığım, tüm eş-dost, akraba ve arkadaşlarımın bayramını tebrik eder, ahirete göç eden dostları rahmetle anar, hayatta olan dostlarıma huzur dolu günleri, sağlıklı bir yaşam içerisinde, mutlu olarak geçirmelerini en kalbi duygularımla temenni ederim.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.