Din özgürlüktür

19 yaşındaki tıp öğrencisi Enes yavrumuzun vefatı insani vasıf taşıyan herkesi derinden üzdü ve yürekleri dağladı.

 

Babası müstesna.

 

Hali vakti yerinde olduğunu söyleyen baba, yavrusunun sızlanmalarına “alışırsın” diyerek karşı çıkmasaydı, o yavrusunu ailenin içine alsaydı bu hazin son yaşanır mıydı?

 

Yaşanmazdı elbet.

 

Ama baba, aklını bu cemaate ciro etmiş. O cemaatin öğretisini din kabul etmiş, çocuğunun da o ortamda yetişmesini istemiş. Belki bunu sevap sanmış.

 

Bu olay bütün Türkiye’yi sarstı.

 

Cemaat ve tarikatlar sorgulanmaya başlandı.

 

Hatta, devletin neden yeterli modern yurtlar yapmadığı sorgulamaları yapıldı.

 

Sonuçta ilahiyatçıların vardığı sonuç:

 

“Din özgürlüktür. Cenab-ı Allah önce aklı özgür bırakmış, hatta Kur’an’da sık sık şu soruyu surmuştur:

“Akletmez misiniz?”

 

Akletmeyenlere de ayrıca şu öğütte bulunmuştur: “Aklınızı işletin.”

 

Akıl insan içindir. Yüce Yaratıcı, aklı özgürleştirirken insanı ihmal etmemiş, “dinde zorlama yoktur” ayetiyle de özgürlüğü pekiştirici uyarıda bulunmuştur.

 

Televizyonlardaki programlarda Enes’in hazin ölümü tartışılıyor.

 

Bir kanalda iki ilahiyatçımızı dinledim: “Prof. Hayri Kırbaşoğlu, yaşanan durumu “din zehirlenmesi" olarak tarif etti, Türkiye’de toplumun din yoluyla zehirlendiğini iddia etti.

 

CHP’de siyaset yapan Prof. Mehmet Bekaroğlu ise kendisinin de dindar olduğunu bildirerek “Müslümanlar cennete gitmek isterken, hayatlarını cehenneme çeviriyorlar” yorumunu yaptı.

 

Türkiye’nin aydın din adamlarına, ilahiyatçılara ihtiyacı var.

 

Son yıllarda hemen her üniversitede ilahiyat fakülteleri açıldı. Bu fakültelerin başına son zamanların deyimiyle konusunda ehil olmayan kimseler getirildi. Kısaca; bakkal dükkânı açar gibi İlahiyat Fakülteleri açıldı. İlahiyat Fakülteleri derken, ülkemizdeki köklü ilahiyat fakültelerinden yetişen ilahiyatçılarımızı kestediyoruz.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı da tartışmaların odağında yer alıyor. Diyanetin Müslümanları din konusunda aydınlatmakta yetersiz kaldığı, tartışılan bazı fetvalarıyla da işaretlenerek ileri sürülüyor.

 

Diyanet teşkilâtında İlahiyatçı akademisyenler pek önemsenmezler. Hatta “din cahili” olarak nitelendirildikleri durumlar da olur.

 

Toplumdaki ortak kanaat şu noktaya gelmiştir:

 

Evet, Diyanet her yönüyle ıslah edilmeye muhtaç bir kurumdur.

 

Kurumun geleneksel din yorumlarından inanç ayrıştırılmalarından uzak bir yapıya kavuşturulması, yetmezse kapatılması yönünde fikirler yaygınlaşmaktadır.

 

Enes olayı başta Diyanet olmak üzere her dini oluşum tarafından ibret alınması gereken bir olaydır. Özellikle “çocuğum dindar olsun” gailesini yaşan dindar aileler tarafından da…

 

Yazık etmeyin çocuklarınıza, çocuklarımıza.

 

Hayatı cehenneme çevirerek dindar nesiller yetiştiremezsiniz.

 

Din, akıl ve vicdanla mensup olunan bir müessesedir.

 

Din, iyi öğrenilmeli ve iyi öğretilmelidir.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.