Erzurum damarını kaybetti

Erzurum mevzubahis ise sonrası teferruattır.
Ancak, Erzurum damarını kaybetti!

Damar bilirsiniz asil kan demektir.
Damara kuş konmaz, asıl azmaz bal kokmaz.
Bu durumda kokan zihniyetin damara imdadı olmaz... 

*

Erzurum damar, Erzurum damarını kaybetti.
İl Halk Kütüphanesi yerle yeksan edildi. Hemde gıdım gıdım. Önce tadilat süsü ile vitrine çıktı.
Ramazan'a denk geldi, kurbanda kesildi bayramda geçti. Usul usul yavaş yavaş yavaşça yerle yeksan edildi...

*

Hakkını yemeyelim, Erzurum damarını taşıyan ulaşımın adresinde son nokta olan, Mümtaz Başkan, Orhan Şerifsoy hatırası Yoncalık otobüs durağının merkezini de kaybettik... 

Yapanlara sözüm yok yaptırana bakalım. Erzurum damarını üç beş kuruş için mi, kaybetti. Sözüm ona Erzurum aslında aslını kaybetti. 

*

Nerede, O Erzurum, Süleyman Demirel'e mason diye bağıran, Nerede, O Erzurum Bülent Ecevit'e komünist diyen, Nerede Başbuğ Türkeş ve Mücahit Erbakan, Erzurum sen kendini kaybettin. 

*

Erzurum damarını kaybetti. Damar kan demek, Erzurum kan kaybetti. Yoncalık'ta İl Halk Kütüphanesi yerine benzin istasyonu kazandın haline şükür eyle Erzurum.

Yüzbinlerin koştuğu Yoncalık, bir kişiye petrol pompasımı olacak?

Sen damarını kaybettin Erzurum... 

*

Bir yaşanmış hikâye ile son veriyorum! 

40 sene önce Yeni İstiklal Gazetesi'nde okuduğum şu hadise de bunun bir benzeri:

Osmanlının son zamanlarında bir köyde, Bulgar ordusunun Trakya’dan İstanbul’a doğru ilerlediği haberi duyulur. Herkes korku ve telaş içindeyken, bir delikanlının içinden habire sevinmek geliyormuş. Bunun sebebini anlamayan genç, annesine sorar:

– Anne! Bunun sebebi ne? Bulgarların topraklarımıza yaklaştığı haberi beni niye sevindiriyor?

Anne, “Ne bileyim evladım” dediyse de oğlunun ısrarı üzerine gerçeği açıklamak zorunda kalır:

– Evladım! Sen baban olarak bildiğin adamın oğlu değilsin. Bir zaman bir Bulgarla işlemiş olduğum günahın mahsulüsün…

*

Değerli okuyucular!

Asıl azmaz, bal kokmaz. Kokarsa da yağ kokar, çünkü aslı ayrandır, denilmiş. Bu sözler boşu boşuna söylenmemiş olsa gerek…

Bu hikaye asaletini kaybedip her şeyiyle başkalaşanların durumunu ne güzel anlatıyor. Allah’a şükür etrafımızda böyle atlar, kazlar ve krallar yok…(!) 

*

Mustafa Kemal Atatürk'ün ulvi veciz cümlesi;  "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!" sözüne damar yolu açsak, asil kana muhtaç kalmasak, Erzurum diye yanmasak.

Desem de, Erzurum damarını kaybetti...