Gezköy’den Bergama’ya

25 Haziran 2022 Cumartesi günü 86. Uluslararası Bergama Kermesi etkinlikleri kapsamında 5 kilometrelik Galenos koşusu gerçekleştirildi. Buram buram tarih kokan yerleşim yeri içinde çizilen rotada koşu severler; hem tarihi mimariyi, hem de doğal zenginlikleri keşif ederek sportif faaliyetlerini gerçekleştirdi.

İzmir’den Aliağa’ya raylı sistemler aracılığı ile ulaşıldıktan sonra İzmir Anakent Belediyesinin Ulaştırma Daire Başkanlığı tarafından sağlanan toplu taşıma hattından faydalanarak 45 dk’lık kara yolu otobüs seferiyle ekonomik bir şekilde ulaşılabilen Bergama ilçesinde, Ülkemizin Kurucusu Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün başlattığı kermes 86 yıldır aralıksız olarak gerçekleştiriliyor.

Cumhuriyet meydanı, Basilica, Tarihi Bergama Evleri, Arasta ve Hamam’ı içeren 5 km’lik rotada heyecanlı bir yolculuğun keyfini ücretsiz bir şekilde yaşamanın mutluluğuna eriştiğimi söyleyebilirim.

Sportif faaliyetler, turizm ile birleştirildiğinde sağlıklı yaşamayı tercih eden yurttaşlarımız için muhteşem imkânlardır. Sportif faaliyetlerle ilgilenen insanlar suçtan ve kötü alışkanlıklardan kendilerini uzak tutabilir. Dolayısı ile kamunun suç ve kötü alışkanlıklarla mücadele için koruyucu tedbirler arasında, bu tip faaliyetleri mutlak suretle özendirici hale getirmesinin; hem sosyal yaşama hem de ülke ekonomisine ciddi katkılar sunacağını görebiliyorum. Lakin destekler konusunda tercih edilen stratejilerde ve organizasyonlarda henüz tatmin edici seviyeye ulaşıldığını düşünmüyorum.

Mesela Bergama Belediye yetkilileri İzmir’den katılım sağlamak isteyen sporcular için ücretsiz toplu taşım seferi düzenleyebilirdi. Yoktu. Bergama halkının bu tarihi etkinliğe katılımı için yeterli çabayı sarf edebilirdi fakat sabah saatlerinde yarış düzenleneceğinden haberi olmayan esnaf sayısı o kadar fazlaydı ki anlatamam. Sabah koşunun nereden başlayacağını sorduğumda esnaftan: ’ Bugün koşu mu varmış?’   yanıtını almaktaydım. Parkurda emniyet güçlerine bağlı trafik ekipleri ile organizatörler arasındaki iletişim kopukluğunu, parkurda 4. Km civarında koşarken trafiğin yanlış yerden kesildiğini gördüğümde kamyonlar arasında egzoz dumanı içinde koşarken derin bir şekilde hissettim. Halk koşusuna katılımcı sayısının yalnızca 2 kişi olduğunu öğrendiğimde ise nedenleri üzerinde uzun uzun düşünmek gerektiği gerekliliği oluştu. İnternet sayfasında beyan edilen yarışa başvuru tarihlerinin son tarihinden 2 gün önce başvuruya kapatılması, yarış sonunda koşan yaklaşık 200 kişilik sporcuya, şık bir çanta içinde bir adet lacivert T-shirt ve 200 ml su ikramından başka bir şey olmaması kimin sorumluluğudur merak ediyorum.

Parkurun zemini ve yükseltileri ile ilgili herhangi bir bilgi verilmemesi, elektronik ölçüm sistemlerinin kullanılmaması, sonuçların yayınlanmasında; haber kaynağının yanlış verilmesi, yavaş ve eksik bilgi paylaşımları 86 yıllık geleneğe böyle kıymetli bir tarihe sahip Bergama’ya ve Bergamalıların hak ettiği bir hizmet olmadığını düşünüyorum. Hâlbuki koşuyu sağlıklı bir şekilde bitiren sporseverlere gönüllerini alıcı ufak tefek sağlıklı besinler, madalya ve boş katılım belgesi dışında hatıralar, Bergama’yı yer yer hatırlatabilecek hediyeler sunarak yüce gönüllülüklerini ifade edebilir, tekrar ziyaret etmeleri özendirilebilirdi. Hiç değilse yöre halkının yerel lezzetleri hakkında kısa bir bilgi verebilir, yerel kutlama günleri hakkında ve Bergamalılara özgü hassasiyetler hakkında bilgi verilebilirdi. Yoktu.

Galenos anıtı önünde ikram edilen sudan içerken 1.80 boylarında ince zarif kibar bir genç arkadaş yaklaştı ve ‘Size gönüllü olarak Bergama Müzesini gezdirebilir eserler hakkında bilgi verebilirim.’ dedi. Henüz lise 2. Sınıfta olan Yiğit isimli genç kardeşimizin ailesi Erzurum’un Gez Köyünden. Gez köy’den çıkmış tam bir Bergama sevdalısı. Daha doğrusu Pergamon sevdalısı evlat yetiştirenlere selam olmalı.

Genç arkadaşımın gözlerinde Pergamon tarihe olan hayranlığını görmek mümkün. Mitoloji karakterleri üzerindeki kişisel ilgi alanını öyle güzel geliştirmiş ve beslemiş ki yaklaşık 90 dk soluksuz bir şekilde müze görevlilerinin yapması gereken görevi gönüllü olarak heyecan ve ümitle gerçekleştirdi. Hukuk fakültesinde okuma hedefinde olan Yiğit arkadaşımız geçen hafta İlber Ortaylı hocamızın Bergama ziyaretinden bahsetti ve kısa sohbetlerinden yüksek enerjiyle bahsetti.  Yaşadığı yeri sevmek, ait hissetmek, gelişmesi için katkı sunma faaliyetlerinin fiziksel hali Yiğit’te bütünleşmişti.     

Bergama müzesi girişindeki kayısı ağacının meyvelerinin olgunlaşmaya yüz tuttuğu, Rumi dutların hasat zamanında dağ köylerinden ilçe merkezine şahsi el arabası ile bir şekilde ulaşıp el emeği ürünlerini satmak için mücadele veren köylülerin yorgunluğu görmezden gelinebilir durum değildi.

Her şeye rağmen Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün başlattığı geleneğe sahip çıkmak için mücadele verenlerin var oluşunu görebilme şansına erişenlerden olduğum için şanslıyım. Bergama’nın ve Bergamalıların hak ettiği değerlere kavuşması dileklerimle… 

Hakan sadece Bergama’da koştu.