Hijyen sağlıklı yaşam için başta kişinin kendisi, ailesi, çevresini sonrasında tüm toplum için, salgın hastalıkların oluşumunu ve mikroorganizmaların çoğalmasını engellemek için gereklidir.
Hijyenin başlıca kuralları, bireylerin ve toplumların sağlığını korumak için uyulması gereken temel temizlik ve sterilizasyon prensiplerini içerir. Bu kurallar, el yıkama, gıda temizliği, ortam hijyeni, kişisel bakım ve atık yönetimi gibi alanları kapsar.
Bu kurallara uyulması, salgın hastalıklar ve ölüm risklerini en aza indirgemek için, kritik ve hayati önem teşkil ediyor. Hijyen kelimesi sadece ilk akla gelen bireysel temizlik, dezenfeksiyon, el yıkama, kavramları değildir. Sağlık ve hijyen, birbiriyle yakından ilişkilidir. Sağlık, bireyin bedensel ve zihinsel olarak iyi olma durumunu ifade eder, hijyen ise; bedensel ve zihinsel iyilik halinin korunması ve bozulmaması için alınan önlemlerin bütününe verilen isimdir.
Sağlıklı yaşam için sadece bireysel hijyen yeterli değildir. Hastalıkların büyük oranı iş yeri, gıda, personel ve kullanılan ekipmanların, steril olmamasından kaynaklıdır. Kuaför ve güzellik salonlarını örnek verecek olur isek, gün içinde kişisel temizliğine dikkat etmeyen, çok kişiyle temaslı, çeşitli hastalıkları olan bireyler geliyor, buralar salgın hastalıklara, kalıcı rahatsızlıklara ve bir takım bulaş hastalıklara sahip kişilerin, hastalık dağıttıkları uygun yerlerdir.
Bir fön fırçası dahil, aynı gün sayısız kişinin saçlarına temas ediyor gözlemliyorum, fırça asla steril değil, herkesin saçında bizden önce gelen müşterinin saç ve deri hastalıkları olup olmadığını bilemeyiz, havluları kullanan kişilerin, uyuz veya farklı deri hastalıkları olup olmadığını kestiremeyiz.
Bu gibi durumlarda, gideceğimiz salonları tercih eder iken kullanılan materyallerin bize özel olup olmadığına, temizliğine her şeyden önce işlemleri uygulayacak personelin maskeli, eldivenli, önlüklü ve temiz olmasına önem vermeliyiz. Hastalanıp kendimizi ve sevdiklerimizi üzmeden önce, gerekli önlemleri almalıyız bunun için biraz dikkat, sonrasında ise kendimizi sevmemiz gerekiyor.
Verdiğimiz paralar ile hastalık değil hizmet satın alalım. Sadece güzellik salonları değil işi gıda olan işletmelerinde, aynı biçimde temizliğinden emin olmadığımız yerlere gitmemeye özen gösterelim.
Hastalıklar yemek yediğimiz tabak, çatal, kaşık, bıçak, sayısız sağlık durumu bilinmezin teması sonrası bize geliyor. Masa örtüsü, kullanılan tüm malzemelerin mümkün mertebe dikkat edelim. Bizler kişisel hijyenimize dikkat edebiliriz ama gittiğimiz işletmeler, bizlere hizmet veren kişiler ve kullanılan ekipmanlar steril olmaya bilir.
Güzellik salonlarında ise; cilt bakımı gibi işlemleri mutlaka uzman doktorlara, dermatologlara yaptıralım, işlem sonrası üzülmek yerine mutlu ayrılmak için her işi, işin uzmanına bırakalım, fön için gidiyor isek kendimize ait fırçamızı kullanmaya gayret edelim.
Telafisi mümkün olmayan hastalıklara yakalanmak çok kolay, iş yerlerinde gerekli hijyen denetimi ne zaman olur bilmiyorum ancak gıda ve güzellik salonları, kuaförler hastalık dağıtıyor bu hepimizin bildiği ve korkuttuğu durumdur.
Bana göre aylık hijyen denetimine tabi tutulması gerekir işletmelerin. Ekipmanlardaki hijyen, salon temizliği, personel hijyeni hepsi ölçülmeli gerekli tedbirler aldırılmalıdır. Toplum sağlığını tehdit eden işletmelere gerekli kontrol ve önlemlerin alınmasını, belirli rutinler ile kontrol edilip ağır yaptırımların olmasını doğru ve yerinde buluyorum.
Şu an çoğu kişide saç ve deri hastalıkları görüyorum. Kişiler hijyene önem veriyor ancak gittiği işletmelerde steril olmayan ekipman, iş yeri ve personel sebebi ile hasta olabiliyor, bu durumların daha kötü sonuçlara sebebiyet vermemesi adına gerekli ve olması gereken tedbirlerin, kimseye inisiyatif göstermeden uygulanması gerekiyor.
İşletmelerde sinek ve türevi mikrop dağıtan böcekler için uygun ilaçlamanın yapılması gerekiyor. Yaşamın kısa ve değerli olduğu aşikâr, bunun için beden sağlığı değişmez kuraldır.
Bir diğer önemli husus, bu gibi iş yerlerinin kişilere bulaştırdığı bu kadar çok hastalık var iken, ilgili yetkililer neredeler anlamış değilim. Umarım işgal ettikleri odaların, unvanların ve koltukların hakkını verirler...