Kulüp – Misyon – Vizyon

Profesyonel Futbol kulüplerinde yönetimin oluşumu, bilgili – tecrübeli – iletişimde ve camiada sevilen kişilerden oluşmalıdır. Yani AKLIN oluşumu…

Bu ortak akıl oluşumu şehrin tanıtımı, kulübün hedefi, ülke futboluna neler katacağını belirlemelidir. Yani kulübün bir misyonu olmalı ve yönetim değişikliklerinde gelen kişilerde bu misyona göre devam ederek hedefi büyüterek, geliştirmelidir.

Yönetime seçilen şehrimizin değerli iş adamları kendi eğitimleri, donanımları ile kulübe bir ivme, dinamizm kazandırmış olacak. Kendi projeleriyle de kulübe katkı sağlayacak projeler üretmesi gerekir. Yani vizyonu olmalı yöneticinin.

Görev bölümü yapılıp, temel sorumluluklar belirtilip, hedefe planlı ve organize bir şekilde her yönetici kendi vazifesinde başarılı bir şekilde yapmak için uğraş verir.

Şehrin dokusunu, ruhunu iyi bilen, yapacakları çalışmaları basına,  taraftarlara iyi anlatarak kollektif, şeffaf bir yönetimi olmalı kulüplerimizin

Yöneticilerimiz basınıyla, taraftarıyla, futbolcusuyla, hizmetli personeliyle aynı duygu ve düşüncelerde olması lazım. Yönetim hedefi belirler, plan ve programını açıklar. Bu misyon doğrultusunda göreve başlar. Herkeste kendi vazifesini en iyi şekilde yapmak için, çaba sarf eder.

Şimdi diyeceksiniz ki evet böyle olmalı.

Bu öneriler normal bir şirkette, holdingde olağan şeyler ve daha profesyonel daha seçici davranılmakta. Yani iş bölümünde uzman kişiler göreve getirilir veya yapılan müracaatlarda en iyisi bulunması için titizlikle çalışmalar yapılır.

Maalesef ülkemizde, kulüplerimizin ünvanı profesyonel, seçilen veya aday olan kişilerde kendi iş alanlarında uzman ama futbol alanında amatör.

Bazende idareciler şehrin büyükleri tarafından bazen rica ile bazen görevlendirme ile yönetim kurulu oluşmaktadır.

Yönetim kurulu şehrin ticarette başarılı işadamlarından oluşmakta. Öyle ya çorbada onlarında tuzları olmalı. Yani ekonomik olarak katkıları olmalı.

Kimi sevinerek, kimi de istemeye, istemeye görevi kabul ediyor.

Kolay değil, hem kendi işlerini takip edeceksin, ailenin istekleri ve ihtiyaçlarını karşılayacaksın. Sonrada kulüpte ki işleri yapmaya çalışacaksın. Zor, çok zor…

Kendi işletmenin rutin işleri ustalık alanına girmekte, bir aksilik veya bir problem çıkarsa kolaylıkla halledersin, ev ahalisinin ihtiyaçları, çocukların gezmeleri onlarıda kolaylıkla halledersin. Peki kulüp ne olacak?

7/24 saat aktif olan bir kulüp nasıl yönetilecek?

İdareciler kendi işleri ve aileleriyle ilgilenirlerse kulüp aksayacak.

Yok kulüple ilgilenirlerse iş ve ev hayatları berbat bir hale gelecek. Ters korelasyon!

Haydi cansiperane çalışıyorlar, ufak tefek aksilikler olsa da çok şükür idare ediyorlar.

Peki sportif başarı yoksa veya takım üç hafta üst üste yenildiyse...

Gel de çık işin içinden. Hem para vereceksin, hem işinden ailenden fedakârlık edeceksin.

Gecen yok gündüzün yok, uykuya hasret kalacaksın.

İki tane maç yenildin mi, taraftar baskısı, mırıldanmalar, bazen de hakarete varan benzetmeler.

Kolay değil, ateşten gömlek giymek!

Birde geçmişte profesyonel futbol oynamış abiler var bilgi -tecrübe -deneyim -çevre her şey var onlarda. Peki neden yönetime girmezler?

Çünkü bu eski futbolcularda yönetime girecek para yok.

Bilgi birikim, tecrübe, çevre var ama para yok. Ters korelasyon!

Aslında bu işin doğrusu, profesyonel futbolun içinden gelen, inandığınız güvendiğiniz mesleğin her türlü siyah beyazını görmüş, yaşamış, itibarı, şahsiyeti, camiadaki kredisi yüksek kişileri donatarak, bilgilendirerek profesyonel yöneticiliğe hazırlamak gerekir.

Eğer bir futbol kulübü şehrin tanıtımı ve güncelliğini devamlı bir şekilde gündeme getiriyorsa. Şehrin ekonomisine, ticaretine, gençlerinin yeteneklerini ulusal platforma hazırlıyorsa,  her şeyden önemlisi, hemşehrilerinin moral ve huzuruna katkı sağlıyorsa bence bu değer kaybedilmemeli, korunup kollanmalı,

hatta ve hatta misyon – vizyonu geliştirilerek marka değeri yükseltilmeli.

Endüstriyel futbolun şehrimize katkısı artık yatırım olarak geri dönmeli.

Ülke futboluna yeni yıldızlar yetiştirerek,  gururlanmalı.

Türk Futboluna Erzurum şehride damga vurmalı…