SiyasetHaber Girişi : 18 Temmuz 2025 19:04

MHP lideri Bahçeli'den Terörsüz Türkiye mesajı

MHP lideri Bahçeli'den Terörsüz Türkiye mesajı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu - Merkez Disiplin Kurulu ortak toplantısı öncesi yaptığı yazılı açıklamada, Terörsüz Türkiye süreci hakkında, "Devletin pazarlık yaptığını iddia edenler müfteridir" dedi.

Erzurum Post-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu - Merkez Disiplin Kurulu ortak toplantısı öncesi yaptığı yazılı açıklamada, MHP'nin ve Cumhur İttifakı'nın serdengeçti bir anlayışın siyasi ve fikri kubbesi olduğunu belirterek, "Hiç kimsenin milli ve manevi konular çerçevesinde partimiz ve Cumhur İttifakı’yla boy ölçüşmesi, bilek güreştirmesi veya aşık atması mümkün ve muvafık değildir. Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili bazı menfi ve münferit çıkışları bir kenara bırakırsak, atılan adımların ne kadar sağlam, ne kadar sağlıklı ve ne kadar samimi olduğu gayet açık şekilde görülebilecektir" dedi. Bahçeli, şunları kaydetti:

 

"Yeni bir evreye geçildi"

 

"Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında huzur ve güvenlik hakim olacak, refah ve istikrar öne çıkacak, milli birlik ve kardeşlik muhakkak köklü içerik kazanacaktır. Üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının kaderi husumet ve hıyanet temelinde değil, birlikte yaşamanın muazzez aklıyla, muhterem ahlakıyla tahkim ve tayin edilecektir. Kavga ve karışıklıktan nemalanan geleneksel kriz odaklarının Türkiye’nin önünü kesmesi, kutlu yürüyüşünü engellemesi asla söz konusu dahi olamayacaktır. Türk milleti kararını vermiş, Cumhur İttifakı çatısı altında toplanan sevdalıları vasıtasıyla haysiyetli iradesini hayatın somut gerçekleri muhtevasında teçhiz ve teşekkül ettirmiştir. Bölücü terör örgütü PKK’nın silahları yakmasıyla yeni bir evreye geçilmiştir.

 

"Namertçe saptırma"

 

27 Şubat İmralı açıklamasıyla gündeme gelen 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı' sonuç vermiş, örgüt fesih kararını ilan ederek silahlara veda etabına geçmiştir. Bu zorlu etabın herhangi bir provokasyona maruz kalmadan belirlenmiş takvim ve yol haritası kapsamında sonuçlandırılması, en son silahın yakılmasıyla tamamlanması kaçınılmaz bir ihtiyaç halini almıştır. Terörsüz Türkiye, dünden alınan çetin ve meşakkatli derslerle bugün ve geleceğin emin ve ehil şekilde güvenceye kavuşturulmasıdır. Türkiye’nin yeni ahval ve durumuna ayak uyduramayanların, baş döndüren gelişmelere hazırlıksız ve dağınık şekilde yakalananların yalan ve iftiralardan medet ummaları, kara kampanyalara hız vermeleri bir bakıma bozulmuş mayalarının gereğidir. Devletin pazarlık yaptığını iddia edenler müfteridir. Al-ver sürecinin işletildiğini, kendisini fesih etmiş bir terör örgütünün yüksek bir aşamaya geçerek yeni kazanımlar elde ettiğini ileri sürmek namertçe bir saptırmadır. Hatta Sevr Antlaşması’nın bir maddesini dahi okumadan süreci makyajlanmış Sevr olarak mimleyenler ve böyle tevil etmeye çabalayanlar utanç çukuruna yuvarlanmışlardır. Bunun da ötesinde 'teğmenleri ihraç ediyorlar, PKK’lıları askere alıyorlar' iddiası düşmana bile taş çıkartan bir ağızdır.

 

"Asla tesadüf değil"

 

Terörü geçim kapısı görenlerin maması bitmiş, vanası kapanmıştır. Kandan, gözyaşından ve kutuplaşmadan siyaset üretenlerin suyu kesilmiş, umutları kırılmıştır. Türkiye’nin yeni dönemine intibak ve intikal zorluğu çekenlerin, devletin taviz ve teslimiyet döngüsü içinde olduğunu hezeyan ve hezimet içinde açıklamaları paçalarının tutuşmasına ve tükenmişlik sendromuna mahkum olmalarına kanıt ve karinedir. Bir grup PKK’lının 11 Temmuz’da silahları yakmasının üzerinden çok geçmeden İsrail’in komşu ülke Suriye Arap Cumhuriyeti’nin pamuk ipliğine bağlı halde bulunan huzur ve barış ortamına doğrudan saldırması asla tesadüf değildir. Üstelik PYD/YPG’nin Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakat zaptının uygulama safhasına geçilmesine ayak diremesi, verilmiş sözlerin tutulmasına yanaşmaması İsrail saldırısıyla aynı kümede ele alınması gereken maksatlı ve marazi bir açmazdır. Suriye’nin güneyinde Dürzilerle Arap aşiretler arasında fitne yayan, karışıklıktan istifadeyle Şam’ı bombalayan İsrail’in terör örgütlerinden daha aşağı bir seviyeye indiği açıktır.

 

"Siyonizmin Türk milletiyle karşı karşıya gelmesi mukadderdir"

 

İsrail’in sözde 'Davut Koridoru'yla nereye ulaşmak istediği, bu suretle Anadolu sınırlarına dayanmak ve sonrasında da tutunmak için her türlü alçaklıktan istifadeye teşne olduğu her türlü izahtan varestedir. Suveyda’dan kuzeye açılacak koridor şeytan koridorudur, Suriye’nin bölünmesidir, Türkiye’nin hedef alınmasıdır. PYD/YPG terör örgütünün Siyonist tuzağa kapılmadan, maksimalist heveslere aldanmadan 27 Şubat İmralı çağrısına müzahir hareket etmesi kendi hayrına olacaktır. Siyonizm’in böyle giderse mazlum milletleri müdafaa onurunu asırlar boyunca vicdanında taşıyan Türk milletiyle karşı karşıya gelmesi mukadderdir.

 

"BM fiilen yük hükmündedir"

 

Suriye’nin yaklaşık 400 kilometrekare toprağı İsrail’in işgaliyle gasp edilmiştir. Haydut devlet İsrail bu topraklar üstünde 10 askeri üs kurmuştur. İsrail bölgemizin ve dünya barışının bir numaralı istikrarsızlık mihrakıdır. ABD’nin adil, hakkaniyetli ve dengeli bir politikayla bölgesel barış ve huzura destek olması, İsrail’in arkasından çekilmesi artık adalet ve insanlık gereğidir. Bunlar oluyorken BM acz içindedir. Güvenlik Konseyi de sadece top çevirmekle meşguldür. Meselenin daha acıklı yanı ise BM fiilen yok hükmündedir. Siyonizm’e ve emperyalizme mızraklık yapanlar küresel adalet ve vicdan karşısında hak ettiklerini bulacaklardır. İsrail durdurulmalıdır, İsrail pişman edilmelidir, İsrail bedel ödemelidir. Bunun ne şekilde olacağını, yol ve yöntemlerinin nasıl sağlanacağını Türk devlet aklı en etkili biçimde temin edecek kuvvet ve muktedirliğe haizdir.

 

Tehlikelerin bu denli sivrildiği bir dönemde Cumhurbaşkanımızın Kızılcahamam Kampı’ndaki tarihi çıkışını gölgelemek isteyenler şayet cahil değilse bilinmesini isterim ki dış bağlantılı mankurtlardır. Mensubiyet onurumuzun adresi Türk milletidir. İslam ümmetine dahil olduğumuz bir başka tarihi ve itikadı gerçektir. Türk-Kürt ve Arapların varlık ve birliklerine sahip çıkmaları; Siyonist ve emperyalist komplo ve kumpasa direne direne zalim oyunları bozmaları Türk-İslam aleminin altın çağını, yeryüzü cennetini ihata ve ihya edecektir. Bundan gocunan asalakların ümmet kelimesini dillerine dolayıp eleştirmelerinin tarihsel, sosyolojik ve nesnel hiçbir temeli yoktur. Bu kapsamda milliyetçilik pozu verenlerin evvelemirde hangi milletin milliyetçisi, hangi değirmenin dönen çarkı, hangi fitnenin ileri karakolu olduklarını netleştirmelerinde fayda vardır.

 

Milliyetçi Hareket Partisi’ni karalayıp bazı gazete manşetlerinden istifalar yaşanıyor yaygarası koparmak şerefsizce bühtandır. Türk milliyetçiliğinin siyasi markası ve timsali Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Partimizin ve Cumhur İttifakı’nın vatan ve millet sevdasını tartıya çıkarmak hiçbir soyu sopu bulaşığın harcı değildir. Türk-Kürt kardeşliğini yıkmanın hesabını yapanların sipariş senaryolarını yırtıp atmak fikriyatımızın ve siyasi mücadelemizin şaşmaz gayesidir.

 

"MHP, bugün dünden daha müessirdir"

 

Kim hangi köşelerde, ne söylerse söylesin, güçlü bir siyasi hareketin sahip olması gereken her zenginliğe sahibiz. Fikirlerimiz, köklü ve kuvvetlidir. Teşkilatımız, yaygın ve güçlüdür. Kadrolarımız, yetişkin ve cesurdur. Politikamız, kesin ve tutarlıdır. Ahlakımız, temiz ve düzgündür. İdeolojiler, bir fikriyatın, olmasını hayal ettiği düzen ve toplum hayatının teorik alanını kapsamaktadır. Ülküler, idealler ve hasretler yıldızlara benzemektedir. Onlara ulaşamayacağımızı bilsek bile onlara bakarak yönümüzü bulmamız hayat ve siyaset gerçeğidir. Milliyetçi Hareket Partisi bugün dünden daha müessirdir. Milli birlik ve dayanışmaya hizmet eden, dava namusunu hayat memat konusu gören Türkiye sevdalılarının çelişkiye ve yanlışa düşmeleri beklenmemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türk milletine hizmet aşkını bihakkın ifa ve icraya memur ve bunu da sonuna kadar yerine getirmeye yeminlidir.

 

"Komisyona her türlü desteğimizi vereceğiz"

 

Terörsüz Türkiye sürecinin halkımıza anlatılması maksadıyla 81 ilimizi kapsayacak şekilde 9 il merkezli toplantılarımız 9 Ağustos 2025 tarihinde Erzurum’dan başlayacaktır. TBMM’de kurulması gündemde olan komisyona her türlü desteğimizi vereceğiz. LGS’yi bile haksız yere siyasi istismar konusu haline getiren, evlatlarımızın hayalleriyle oynayan muhalefetin kazdığı dipsiz kuyulara nasıl düştüğünü sırasıyla ve mutlaka göreceğiz. Türk milletinden ödün veriliyor diyenlere, Türk milletinin destanını yeni yüzyılda da okumaya devam edeceğiz. Türk’süz Cumhuriyet diyenlere Türklüğün bekası, bin yıllık kardeşliğin yılmaz savunucusu olduğumuzu kararlılıkla göstermeyi sürdüreceğiz. Unutulmasın ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin çizgisi nettir, ilkeleri berraktır, ülküsü büyüktür, ahlaki ve siyasi müktesebatı çelik gibidir ve bunlar değişmemiştir. Türk-Kürt kardeşliği üstünde kumar oynayan kim olursa olsun alayının karşısında da sonuna kadar dimdik duracağız ve hesaplarını elhak bozacağız."

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.