Milli bayram ve günlere yeniden dönüş...

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Daha önce yönetmelikten çıkarılan okullarda kutlanacak ulusal ve resmi bayramlara, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı eklendi. Atatürk ve Atatürkçülük konularına ağırlık verilmesine ilişkin önemli eklemeler yapıldı ve hatalı bir anlayıştan ve uygulamadan nihâyet dönüldü. Değişiklik yapılmasına dair yönetmelik Resmi Gazete'te yayınlarak yürürlüğe girdi.

 

Önceki yııllarda resmi bayramlar yönetmelikten çıkarılmış, millì gün ve bayramların okullarda kutlanılması, zorunlu olmanın dışında tutulmuş ve okul yönetiminin insiyâtifine bırakılmıştı. Akıl için yol birdir ve görüldü ki, eğitimde pedegojik olmayan yöntemler aranması nâfiledir. Nitekim birtakım beyhûde deneme ve sınamalardan sonra, şâyet samimiyetsizlik ve takiyye yapılmıyorsa, nihâyet doğru yol bulundu denilebilir. Millet olmanın norm ve genetikleriyle oynamanın doğru olmadığı farkedilerek hatalardan sarf-ı nazâr edilmiş ve doğru olanlar, geç olsa da anlaşılmaya başlanılmış sanırım. Çağdaş olmayan indi görüşlerlerle mecrâsından çıkarılmaya çalışılan ana nehir; aheste aheste de olsa yeniden yatağına avdet etmeye başladı. Sıra eğitimin ana omurgasını oluşturan öğretmen yetiştirilmesi politikalarının yeniden ele alınmasına ve bilimsellikten ve pedegojik olmaktan uzak, müfredât programlarının yeniden ele alınmasına geldi.

 

Millì devletimizin kuruluş felsefelerini yansıtan terkedilemez ritüelleri-sembolleri var. Hiçbir devlet çocuklarını bu millì ritüel ve sembollerden mahrum bırakamaz. Çocuklar bu simgesel bayramlarla, aynı milletin evlâdı ve aynı tarihin sahibi olmanın şuur ve idrâkine varırlar. Okullarda millì gün ve bayramların uygulamadan kaldırıldığı gibi, bir yerlere selâm çakarcasına ve anlaşılmaz bir biçimde uygulamadan kaldırılan "Türküm-doğruyum" sözleri ile başlayan "Andımız"ın yeniden okutulmasını da, vakit geçirilmeden ve hemen uygulamaya konulmasını sayın Bakan'dan bekliyoruz.

 

Her sabah okutulan bu Ant ile çocuklarımız daha küçük yaşlardan itibaren Türk milletine mensup olmanın haz ve bilincine varırlar. Bu millettin evlâdı olmanın gururu ile ayni ülkülerde kaynaşır ve aynı temel yargılarda birleşirler. Ülkesiyle, cumhuriyetiyle ve onun değer ve erdemleriyle barışık nesiller, ancak böylesine bir millì bakışla sağlanabilir ve unutulmasın ki, "Ot kökü üstünde biter." Ve yine ancak çağdaş bir eğitim anlâyışı ile gelecek imâr ve inşâ edilebilir..

 

Eğitim siyâsì hesâplaşmaların ve ideolojik dayatmaların sergilendiği ve eğitimden bî-haber olanların at oynatabildiği bir yarış alanı değildir. Modern cumhuriyetle eğitimimizin yol ve haritası belirlenmiş. Türk milletine muassır medeniyet hedef gösterilmiş. Bu nedenledir ki, ancak milli, çağdaş, bilimsel ve lâik bir eğitim anlayışı ve bakışıyla, muassır medeniyet yakalanabilir ve hızla değişen ve gelişen dünyada yol aranabilir.

 

"Kökü mazide, gözü atide" bir nesil yetiştirilmesi temel hedef olmalı...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.