NİFAK : Musallat Abi telefonda sesin çok kötü geliyordu. Ne oldu bir durum mu var? Varsa bir durum, yapalım açık oturum. Hahahaaa… (Musallat gülmez. Ters ters bakar) Kötü espriydi herhalde abi. Hiç gülmedin.
MUSALLAT : Kötü bir espri tabi, hem de çok eski. Çocukluğumuzda ilkokul seviyesi. Şimdi bir çocuğa yapsan, suratına mal mal bakar. "Ne diyor bu mal " der. Açık oturum mu kaldı? Açık oturumlar eskidendi. Şimdikiler, "Kaçık Oturum" Usul yok, adap yok, sıkışınca çirkefleşen, bağırtı, şamata. Birbirlerini dinlemeyenleri seyirci niye dinlesin?
NİFAK : Kamu vicdanı gibi adamsın Abim.
MUSALLAT : Çok gerginim. Sabahtan beri kimin elini sıktıysam çarpıldı. Acilen üzerimde ki elektriği atmam lazım. Mazallah elektrik idaresinden biri fark eder. Bedenimdeki elektriği faturalandırırsa inan altından kalkamayız.
NİFAK : Abi senin vücudunda sarf ettiğin elektrikten kime ne?
MUSALLAT : Ulan adamlar sarf etmediğin elektriği bile faturalandırıyorlar.
NİFAK : Bak onu hiç düşünmedim Abim! Kusura bakma, cahillik işte…
MUSALLAT : Düşünemezsin zaten. Çünkü böyle bir düşünce şekli yok. Düşünürsen olacak iş değil. Düşünme, sorgulama öde gitsin. Neyse benim bu elektriği atmamın tek yolu var. Birileriyle kavga etmem lazım.
NİFAK : Abi beş dakika önce haberim olsa, şurada gençlerle röportaj yapıyordular. "Telefonunu göster" der döverdik sabileri…
MUSALLAT : Gençler bu ara çok gergin onlara bulaşılmaz. Kaybedecek bir şeyi olmayanlardan korkacaksın.
NİFAK : Haklısın Abi. Şimdikiler gençlerden hatta çocuklardan bile korkulur. Bir gör bu yaşta ekonomi, sosyoloji, psikoloji...
MUSALLAT : Bunları anaları doğurmamış ki oğlum. Bunları telefonlardan uygulama olarak indirmişler.
NİFAK : Keşke yengeyle boşanmasaydınız. Ne güzel erkenden evine gidip mutlu, huzurlu yengeyi darp ediyordun.
MUSALLAT : Ah hain ailesi kıskandı mutluluğumuzu. Çekemediler huzurumuzu…
NİFAK : Sende de hata var abi. Darp tamam, eyvallah olur ailede öyle şeyler. Ama bıçaklamak ne? Hadi bıçaklıyorsun Tiktok da niye yayınlıyorsun!
MUSALLAT : Gaza geldik işte. O sosyal medyada sürekli atar yapan tipler görsün dedim delikanlılık nasıl oluyor.
NİFAK : Dua et hapse girmedin. Hala şaşkınım seni nasıl bıraktılar. Hem de o kadar insan sosyal medyada linç ettiği halde.
MUSALLAT : İyi bir hal sezdi bende sanırım. Sezgileri çok güçlü bir hakimdi… Ne yapacağız şimdi? Kime musallat olacağız, hele çalıştır kafayı...
NİFAK : Abi binelim arabaya, çıkalım trafiğe, illaki biriyle takışırız.
MUSALLAT : Yok yok aman kalsın. Trafikte kimin ne olduğu belli değil. Daha, "Kimsin lan sen" demeye kalmadan çekip tak tak vuruyorlar adamı. Kavganın da bir felsefesi vardır. " Kimsin sen? " diyeceksin. O da, "Asıl sen kimsin lan?" diyecek. Sonra sen bir anda kendi kendine bir var oluş felsefesine kapılacaksın. Soracaksın kendi kendine, "Ben kimim, bura nere… " Ama nerdeee…. Adam çıkarıyor silahı hemen indiriyor seni. Zaten arabasında neredeyse silahı olmayan yok. Ya da yandaki araçtan biri camı açıp, "Abi silahın yoksa vereyim" diyor. Sanki lastik patlamış kriko uzatıyor pezevenk. Oda kendine haklı tabi… Yol kapalı kavga uzarsa işine geç kalacak icabında. Bir an önce mevzu bitsin trafik açılsın istiyor.
NİFAK : Abi sen yemiş bitirmişsin bu alemi. Harbi üniversitelerde ders verecek adamsın.
MUSALLAT : Neyse ne boş ver şimdi. Benim acilen birilerini dövmem lazım!
NİFAK : Aha buldum! Çöpsüz üzüm… Acilen birilerini dövmek istiyor musun Abiii?
MUSALLAT : Hem de çok acil!
NİFAK : Sen emret yeter abim. Gideriz bir hastanenin aciline. İstediğini istediğin kadar döv, vur, kır, söv, aşağıla… Doktor, pratisyen, hemşire... Canın hangisini isterse… Elektriğini at çıkalım. Soran yok, karışan yok.
MUSALLAT : Offf…! Nasıl şimdiye kadar aklıma gelmedi, Nifak koçum benim!