Pulur Köy Enstitüsünü hatırladık

17 Nisan, Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü. Bu nedenle, 19 yıl önce Pulur Köy Enstitüsü sahasına yaptığımız ilk geziyi ve yıllar önce hazırlayıp henüz baskıya vermediğimiz “Pulur Köy Enstitüsü” başlıklı kitabımızı hatırladık. 

 

Erzurum şehir merkezindeki, kurucu başhekimi olduğumuz Nenehatun Kadındoğum hastanesini 6 aylık bir hazırlıktan sonra 8 Mayıs 2002 günü hizmete açmıştık. Resmi açılış ise 24 Mayıs 2002 günü gerçekleşmişti. Aynı gün, Sağlık Bakanlığınca yurdun yedi coğrafi bölgesinde birer tane açılması son 25 yıldır sürdürülen bir proje kapsamında planlanan ve Batı illerindeki benzerleri çoktan hizmete girmiş olan Erzurum Onkoloji Hastanesi için ayarlanan yerin bakana gösterilmesi ve inşaatı devam eden sağlık merkezinin denetlenmesi amacıyla Ilıca ilçesine gidildi. Erzurum Ilıca arkasındaki eski TC Zirai Donatım Kurumu’na ait tarım aletleri fabrikasına taşındığından dolayı Sağlık Bakanlığı 9. Bölge depo ve tamirhanesince boşaltılmış olan saha yeni hastane için düşünülmekteydi. Önce Ilıca’nın yaklaşık 3 km kuzeyindeki bu saha gezildi, sonra şehir içindeki sağlık merkezi inşaatına gidildi. Burada Bakan Osman Durmuş’un etrafının vatandaşlar tarafından sarılmasıyla işin uzayacağı ve gezinin kısmen siyasi mahiyet alması nedeniyle, birlikte bulunduğumuz kişiler yakında bulunan Yavuz Selim Öğretmen Okulunu gezmeye gitmemizi teklif ettiler. Daha önce varlığından haberdar olduğumuz ve fakat görmediğimiz Yavuzselim İlköğretim Yatılı Bölge Okulu yani eski Pulur Köy Enstitüsünü görme fırsatı yakalamış olduk.

 

Burayı gezdikçe hayretimiz artıyordu. Geniş arazi içinde birçok binalar... Dersaneler, atölyeler, lojmanlar, idari ve teknik binalar, ağaçlar, büstler...

 

Daha sonra, Nenehatun hastanesinin kuruluşunu tamamlayıp oradan ayrılarak, Numune Hastanesine döndükten sonra burayı derneğimiz yayın organı olup arada bir çıkan “Tarih Yolunda Erzurum Dergisi”nin bir özel sayısına ana konu yapabileceğimizi düşündük. Konu, başkanı bulunduğumuz Erzurum Tarihini Araştırma ve Tanıtma Derneğinin yönetim kurulunda görüşüldü ve uygun bulundu. Ancak konuyu açarak yazı istediğimiz kişiler her nedense daha önceki dergilerin aksine yazı yazacaklarını söylemelerine rağmen hiçbiri kalem oynatmadı. Oysa biz, tesadüflerin da yardımıyla bayağı fazla materyal biriktirmiştik. Bu durumda özel dergi değil de konuyu kitaplaştırmaya karar verdik. Konu tekrar konuşuldu ve uygun bulundu. Böylece “Pulur Köy Enstitüsü” adını verdiğimiz bu çalışma gerçekleşti.

 

Araştırmalarımızda birçok kişiden yardım ve destek gördük. Ancak, arşivlerini açan Yavuzselim Yatılı İlköğretim Bölge Okulu Müdürü Necati Özarslan ve muavini İbrahim Algül ile kendisi bu okuldan mezun olan ve elindeki bazı fotoğrafları veren emekli milli eğitim müdürlerimizden derneğimiz yönetim kurulu üyesi M. Sait Durmuşoğlu özellikle anılmalıdır.

 

…  (İnternette bulduğumuz bir yazı alıntılanmıştı, şimdi çıkarıldı) 

 

Evet, güzel bir kütüphane vardı ve burada milli eğitim bakanlığınca 1940 yıllarında çıkartılmış beş yüz civarında klasik eser başta gelmek üzere binlerce kitap bulunmaktaydı, ancak köy enstitüsü kapandıktan sonra buraya kitap eklenmediği yanlıştı. Bahsedilen “okul çevresindeki” şeklinde tanımlanan binalar okul çevresi değil, köy enstitüsünün bizzat kendisiydi. Bahsedilen “okul” ise aynı arazide çok sonraları inşa edilmiş olan Yavuz Selim Öğretmen Okulu binalarıydı. Yüzme havuzu, tiyatro ve spor tesislerini ise aramamıza rağmen bulamadık ve hiçbir köy enstitülü tarafından hatırlanmıyordu. Bu durumda yazar tarafından “tiyatro mekanlarının” bulunmuş“, çevre köylülerce tiyatro seyredilmiş (!) olması da ilgi çekicidir.

 

Anlaşıldığı gibi yazı bir gönüllü kuruluş tarafından Kuzeydoğu Anadolu bölgesindeki ilköğrenim okullarına yardım dağıtılırken burada birkaç saat kalan bir kişi tarafından yazılmıştı ve kendisi daha önce okuduğu ve dinlediği diğer köy enstitüleri ile ilgili anıların tesirinde kalarak gerçekte bulunmayan bu tesisleri bulduğunu zannetmişti.

 

 “Diğer köy enstitülerine ait kitaplar” dedik. Gerçekten şu ana kadar köy enstitüleri ile ilgili, özellikle köy enstitülerini konu edinen kitapların sayısı ikiyüze ulaşmaktadır. Birçok köy enstitüsü için özel kitaplar basılmıştır. Ancak konu edindiğimiz Pulur Köy Enstitüsü bu yönden çok şanssızdır, çünkü hiç kimse tarafından ele alınmamıştır.

 

Böylece bu konunun ilk kez tarafımızdan incelendiğini söylemiş oluyoruz. Bu nedenledir ki eksikler olacaktır, başkaları tarafından tamamlanacağına inanıyoruz.

 

Okul sahasına 7 kere gittik ve hemen her tarafını dolaşarak Ocak/ Şubat 2003’de yüzün üzerinde fotoğraf çektik. Birçok kişiyle görüştük.

 

Pulur Köy Enstitüsünü konu alan kitabımız, bazı okul mezunlarıyla görüştükten sonra tamamlanmış olacak.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.