Şampiyonlar nasıl yetişti

İstiklal harbi bitmiş. Türkiye cumhuriyeti devleti kurulmuş. Büyük Millet meclisi görevine başlamıştı. Her ne kadar toprak kaybı yaşasa da yine de topraklarının sınırları belli , düşman askerleri yurttan atılmış ,vatan temizlenmişti. Vatandaşlar kendi askerlerini, kolluk kuvvetlerini görüyor seviniyorlar ve şükrediyorlardı.

 

Artık bir devletleri vardı. Sahipsiz değillerdi ,çok acılar yaşamalarına rağmen , sevdiklerini kaybetmelerine rağmen yine de bir devletleri vardı ,Şükrediyorlardı .

 

Ama bir taraflarıda mahzun ,üzgün ,kederliydi . Kimi eşini ,kimi kardeşini ,kimi evladını,kimide sevdasını kaybetmişti.

 

Gidenler gelmemişti .

Ama olsun , artık bir devletleri vardı.

 

Devlet büyükleri ,milletin mutluluğu ,devletin bekası için projeler üretiyor. Bu projeleri hayata geçirmek için çabalıyordu. Milleti bu psikolojiden çıkarmak ,ekonomik ,kültürel ,siyasal hamleler yapıyordu.

 

Toplum mühendisleri bu projelerin yanında halkın mutluluğu için güven veriyor,bir taraftanda İLMEN VE BEDENEN EĞİTİLMELERİ için devlet erkanına ata sporlarının yanı sıra çağdaş sporlarıda tanıştırıp gençlerin daha sağlıklı bireyler olmaları, eğitilmeli ve uluslar arası arenada boy göstermelerini istiyordu.

 

Erzurum şehrinde Ata sporları devam etmekteydi. Cirit – Güreş – At yarışları yapılmakta ,halk bu sporlara ilgi göstermekteydi.

 

1915 yılında Rusların kayaklı birliklerinin hızlı hareket kabiliyetlerini fark eden, Enver paşa ve  Kazım Karabekir  paşa Kayak sporuna önem vermiş ,ordu ve halk arasında kayak sporu benimsenmiş ve sevilmişti.

 

Devlet büyükleri halkın moralini yükseltmek ,hemde yetenekli gençleri eğitmek için imkanları doğrultusunda destek vermeye başlamıştı. Erzurumluya kaymak yabancı değildi , imkanları ve malzemeleri olmamasına rağmen ,kendi üretmiş oldukları ağaçtan kayaklarla kayıyorlar, çeşitli akrobatik hareketler yapıyorlardı. kayak sporunu Erzurumlu benimsemiş ve büyük keyif alıyorlardı.

 

Diğer spor dallarındaysa Şehrin valisi, Belediye başkanları ,ordu komutanları ,öğretmenler gençlerin spor yapma projesini sahiplenmiş ,araştırmalar yapılmış. Artık kurallı olarak yarışılıyor ,turnuvalar tertip ediliyordu.

 

Güreş- Boks- Atletizm – Judo – Tekvando – Barfiks –Gülle-Disk atma- Bisiklet – Atıcılık – Dağcılık –Futbol gibi branşlarda faaliyetler devam ediyor gençlere öğretiliyordu.

 

Ama o dönemlerde devletin ekonomik şartları yüzünden , tesisleşme, malzeme açısından gecikme süreci  yaşandı.

 

Her türlü imkansızlığa rağmen ,Erzurumlu gençler yetenekleri ve sevdikleri sporla uğraşmaya antrenman yapmaya, bazı etkinliklere katılmaya başlamıştı.

 

İlk tesisleşme kayak sporunda başladı. Kiremitlik tabyaya Ahşap Tramplen 1945 yılında yapıldı. Kayak malzemeleri sınırlı olmasına rağmen, kendi imkanlarıyla bu sporu erkekli kadınlı yapmaya başlamıştı.

 

Güreş yapan sporcular iklim şartlarına göre çayırlarda veya şenlik yerlerinde güreşlerine devam ettiler.

 

İlk tesis 1959 yılında, şehir merkezinde kapalı spor salonu olarak yapıldı. Bu spor salonunda ,Güreş-Boks-Basketbol – voleybol –jimnastik – halter –judo- tekvando gibi salon içerisinde yapılabilecek akla gelen her çağdaş spor yapılmaya başlandı.

 

Futbolu unutmamamız lazım.1940 lı yıllarda turnuvalar düzenlenmiş ,kulüpler kurulmuştu.

 

3.Temmuz stadıda 1950 yılında yapılmış, bu stadda Futbol – Atletizm-Atlama gibi açık havada yapılabilecek sporlar yapılmaya başlamış.

 

Devlet önce tanıtmış, imkanları elverdiği süreçtede tesisleşme yapmış. Bunun semeresinide 1950 ve 1960 yıllarında almıştı.

 

Erzurum da Müthiş sporcular çıkmaya başlamıştı. Kayakla yapılan bütün branşlarda ülkede bir ekol olmuş. Yarışmaların çoğunu kazanarak ,milli takımların değişmez sporcularını yetiştirerek ülkede bir ekol olmuş. Ben biraz daha iddialı konuşacağım milli takımın tamamına yakınını Erzurum dan çıkmış ve halen dahada çıkıyor.

 

Güreşte ise Milli takımlara farklı sıkletlerde sporcular vermiş. Dünyanın en teknik güreşçisini yetiştirmiş, Avrupa şampiyonları çıkartmış. Halen daha milli takımlara sporcu yetiştirmekteyiz.

 

Boksta ve atletizmde milli takımın yarısına yakını Erzurumlu sporcular temsil etmiş bir çok şampiyonlar yetiştirmiş.

 

Futbolda –Basketbolda –Voleybolda çok yetenekli sporcular çıkarmış bunları ulusal ligde mücadele eden takımlara göndermiş.

 

Ama o dönemlerde sporcular ekonomik açıdan zorluklar yaşadığı için kimi eğitimine devam etmiş, kimi de bir meslek sahibi olmak için sevdikleri sporlara erken yaşta veda etmişler.

 

Kimi subay okullarına , kimi yüksek okullara ,kimi de meslek hayatına başlamış. Erken evliliklerle uzaklaşmışlar. Ama Görevleri bitmemiş yöneticilik ve abilik yaparak yeni sporcular yetiştirmek için Rol model olmuş ,bilgilerini tecrübelerini aktararak çok sporcuyu ülkemize kazandırmaya devam etmişler. Tecrübe konusunda önderlik etmeye devam ediyorlar.

 

Erzurum değerlerini yetiştirmiş , korumuş ,sevmiş ama ekonomik açıdan gerekli destek verilemediği için çok şampiyonlarınıda kaybetmiş.

 

1982 yılından sonra devlet kurumları sportif faaliyetlere önem verip kulüpler kurup ,sporculara iş imkanı tanıyınca Erzurum da tekrar sporcu patlaması yaşamaya başlamış.

 

Türkiye şampiyonları ,Balkan şampiyonları ,Avrupa şampiyonları, Akdeniz olimpiyatları şampiyonu yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam etmekte .

 

Eğer devlet adamlarımız ,şehri yöneten valimiz ,Büyükşehir ve ilçe Belediye başkanlarımız, kurum amirlerimiz, sivil toplum örgütlerimiz , iş adamlarımız, hem fikir olurlarsa ,ortak projeler üretilirse şu tesislerle,bu imkanlarla , gençlerimiz doğru insanlara teslim edilirse inanınki çok şampiyonlar çıkacak bu şehirden. Çıkmaya da devam edecek.

 

Hem şehrimiz tanıtılacak ,hem de gençlerimiz devletine ,şehrine, topluma faydalı bireyler olacak.

 

Aksi taktirde tinercilerin, sentetik içicilerin, çağın hastalığı olan bilgisayar yada telefon bağımlılığına teslim edilecek.

 

Vebali hepimizin olacak...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.