Şehrin vicdanı... Deli Celal korkardı!

Benim gibi, iflah olmaz şekilde ''Şehrin Vicdanı'' na inananlar vardır...belli zamanlarda ve belli olaylarda yanılıyor olmamız, o inancımızı asla değiştirmez...

 

O inancın kaynaklarından ve kendi ömrüm dahilinde, iki örnekle başınızı ağrıtayım...biri Ilıca'dan...Ilıca'dan dedim hey...

 

Deli Celal...korkardı...karanlıktan korkardı, sudan korkardı, sesten korkardı...korkardı da korkardı...gözleri de iyi görmezdi üstelik...durup beklediği yerden ilk geçen koluna girip yahut elinden tutup evine götürürdü...bu iş, benim bütün çocukluğum ve gençliğim boyunca böyle yürüdü...

 

Celal'i evine götürme işini Ilıca hiçbir zaman ikinci kişiye bırakmadı...

 

Diğeri Erzurum'dan ve artık kalmamış sinemaların önlerinden...lokantalardan ve kahvelerden de diyerek ilavede bulunabilirsiniz...

 

Askerde kusur olmaz mı...hele inzibat kusur aradığında...ya bir düğmesi açıktır ya kepi eğiktir...ne bileyim belki izin saatini geçirmiştir...izinsiz çıkmıştır, tektip elbise giymemiştir ve saire...

 

İki inzibat koluna girerler ve koca şehir bir tek kişi, bir tek yürektir...o ''gariban'' askeri, inzibat asla merkeze götüremez...

 

Şehrim...neyle örtülürse örtülsün, nasıl örtülürse örtülsün...senin vicdanından eminim...

 

Ben iyi kazıyamadım ve helallik istemeye de yüzüm yok...

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.