Selim Sırrı Tarcan'ın kaleminden Erzurum

Anadolu’nun ön sözü olan Erzurum, yüksek rakımı ve çetin geçen kış mevsimiyle hatırlansa da dünya üzerinde ruhu olan ender şehirlerden biri olarak bilinir ve hakkında her türlü övgünün yapıldığı bir şehir olarak da tanınır.

 

 

Kadim bir şehir olmanın izlerini  taşıyan Erzurum’un  bu özelliğini fark eden ve tespitlerini yazıya döken Karl Marks, Ahmet Hamdi Tanpınar, Alev Alatlı, İsmail Habip Sevük, Cemalettin Server Revnakoğlu, Faruk Nafiz Çamlıbel, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Prof. Dr. Rasim Adasal, Remzi Oğuz Arık, Savaş Ay gibi ünlü isimlerden biride Selim Sırrı Tarcan’dır.

 

 

Trabzon’da bulunduğu günlerde, ani bir kararla Erzurum’a gitmeye karar veren Selim Sırrı Tarcan Mühendishane Harbiye’sinde okudukları zaman Erzurum İdadisi’nden gelen dadaşların kara yağız, yakışıklı delikanlılar olduklarını, hal ve tavırlarında ciddiyet, bakışlarında ise hüzün olduğunu söyler. Bir araya geldiklerinde, içli Erzurum türküleri söyleyen bu delikanlıların teneffüshanede şarkı söyleyen, gazel okuyan ve çiftetelli oynayan İstanbullu gençleri beğenmediklerini söyleyen Selim Sırrı Tarcan, Erzurumlu gençlerin “Ah bir Erzurum’a gitseniz de oyun nedir, türkü nedir? Orada görürsünüz” dediklerini anlatır.

 

 

Uzun ve zevkli bir yolculuktan sonra Erzurum’a gelen Selim Sırrı Tarcan bu duygularını “Vaktiyle görmeden sevdiğim Erzurum’a ve hasretini gönlümde sakladığım Erzurumlulara kavuştum” sözleriyle ifade eder.

 

 

Selim Sırrı Tercan, gönülden sevdiği Erzurum ve Erzurumluları, İnce bir sanatkârın sırma ile süsleyeceği ipekli bir kadife kumaşa benzetirken, bir başka ifadesiyle de Erzurum ve Erzurumluları zeki ve dirayetli bir kuyumcunun üzerinde maharetle işleyebileceği bir elmasa benzetir.

 

 

Selim Sırrı Tarcan, Erzurumluları mayası iyilik, doğruluk ve mertlikle yoğrulmuş ve bu özelliğini ilim ve irfanla bezemiş mükemmel bir insan abidesi diye tanımlarken dadaşlığında tarifini yapmış olur.

 

 

1874 yılında doğan Selim Sırrı Tarcan, ülkemizin spor konusunda ilk akla gelen isimlerinden biridir.

 

 

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin kurulmasına öncülük eden Selim Sırrı Tarcan, beden eğitimi öğretmenliği, spor yöneticiliği ve siyasetçi kimliği ile kubbede hoş sada bırakanlardandır.

 

 

Hayatı boyunca 58 kitap,2500 makale ve 1520 konferans veren Selim Sırrı Tarcan,  Gençlik Marşı’nın da  (Dağ başını duman almış) notalarını getiren kişidir.

 

 

Hayatının her anını değerlendiren Selim Sırrı Tarcan, ülkede voleybol sporunun ilk defa alt yapısını yapmış, boks sporunun ilk kurucusu olmuş, Osmanlı’da ilk defa folklor çalışmalarını başlatmıştır.

 

 

Beden öğretmenliği görevinden sonra Beden Terbiyesi Başmüfettişliği görevinde bulunan Selim Sırrı Tarcan, üç dönem milletvekilliği yapmış ve 1957 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.

 

Kaynakça. Doğu Gündelik Gazete.29 Birinci Kânun 1937

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.