Sosyal Denge Vergisi

Türkiye gibi bölgeler arası iklim ve gelir imkânları arasında uçurumlar olan bir ülkede, devletin yapması gereken işlerin en başında bu dengesizlikleri asgariye indirecek tedbirleri almaktır. 


 

Hayat pahalılığı ve derin yoksulluk halkın büyük bir kısmını zor şartlarda yaşamaya itiyor.
 

 

Buna karşın devlet, sahip olabildiği sınırlı imkânları yerli yerinde kullanarak sosyal dengeyi oluşturmak zorundadır.

 

Bunun için bir Sosyal Denge Vergisi ihdas edilmesini savunuyoruz.

 

Önümüzde çetin bir kış mevsimi var. Antalya’nın kışıyla Erzurum’un kışı mukayese edilemeyeceği gibi, zenginin kışıyla yoksulun kışı da mukayese edilemez. Zengin ailelerden, yoksul ailelere doğru bir yardım akışkanlığı sağlanmalı ki, toplum huzur bulabilsin. Bu da, devletin koyacağı Sosyal Denge Vergisinden elde edeceği ek kaynakları yoksullara aktararak mümkün olabilir.

 

Anayasamız’daki “sosyal devlet” kavramı bunun için vardır.

 

Eğer bir ülkede çocuklar yatağa aç giriyorsa, çocuklar iyi beslenemedikleri için bodur kalıyorlarsa, anne-babalar beslenme çantalarına yeterli miktarda yiyecek koyamıyorlarsa, o ülkede Anayasa ve kanun maddeleri ne olursa olsun, bunu uygulamayan devlet böyle bir sorumsuzluğun hesabını halkına kolay kolay veremez.

 

Evet, önümüzde çetin bir kış mevsimi var.

 

Özellikle kış mevsiminin çok çetin geçtiği Doğu illerimizde insanlar, evlerini nasıl ısıtacaklarını büyük bir çaresizlik içinde derin derin düşünür haldedirler.

 

Doğalgaz fiyatları batıda da, doğuda da aynı ise, odun-kömürün yanına yaklaşılamıyorsa, bir yanda yiyecek ve beslenme gailesi içinde olan halk kış mevsimlerini nasıl geçirecek?

 

Devletimiz, bu durumda olan bölgeler ve aileler için yardım fonları oluşturmalı ve bu fonları bir denge içinde muhtaç olanlara dağıtmalıdır.

 

Sosyal Denge Vergisi’ni bunun için öneriyoruz.

 

Aylık ve yıllık geliri belli bir seviyenin üstünde olan ailelerden alınacak vergilerle, geliri çok düşük ailelere nefes aldırma imkânı bu yolla sağlanabilir.

 

Yıllarım, kış memleketi olan Erzurum’da geçti. Orta halli bir aileye mensup olmamıza rağmen, eksi 40 dereceye kadar düşen soğuklarda ayaklarımızın sızladığını unutamıyoruz. Bu durumun yol açtığı mevsimsel hastalıkları da zorluk listesine eklemek gerekiyor.

 

Yoksul aileler, kış mevsimlerinde korunaklı giyeceklere de ihtiyaç duyarlar. Kaban fiyatlarının 1 milyar liraya yaklaştığı, ayakkabı ve botların da eskiye göre çok daha yüksek fiyatlarla satıldığı piyasada bu ihtiyaçların temini pek çok aile için büyük zorluklar taşıyor.
 

 

Sırtı ve ayağı pek olmayan çocukların anne-babalarının nasıl kahrolduğunu tahmin bile edemeyiz.

 

Sosyal devlet, kış bastırmadan elini cebine atmalı ve bu aileler için kapsamlı bir maddi yardımda bulunmalıdır.

 

Kışı zor geçiren bölgeler için doğalgaz indirimi yapılmalı, bu bölgelerde halka ucuz kömür ve odun satışı imkânları yaratılmalıdır.

 

Bu kış, milyonlarca insanımız için çor zor bir kış olacak.

 

Sonraki yıllardaki kış mevsimleri de, insanlarımızı zorlayacak.

 

Tedbirlerini önceden almak gerekir.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.