Stratejik sektörler ve yeni ekonomi hikayesi

Türkiye’de yeni hükümet sistemine geçişle beraber ekonominin en önemli gündem maddelerini, başta stratejik sektörler olmak üzere katma değerli üretimi artıran, ekonominin dışa bağımlılığı azaltan ve cari açığı düşüren sektörler oluşturmaktadır. Bu sektörlerde sağlanacak değişim ve dönüşümün yeni dönemde ekonominin en önemli öncelikleri arasında yer alması gerekiyor.

 

Aslında gerçekleşecek bu değişim ve dönüşüm yazılacak yeni ekonomi hikayesinin de tam olarak kendisini oluşturuyor.

 

Nitekim Türkiye son yıllarda başta savunma sanayii ve enerji sektöründe gösterdiği başarılı performans ile bu hikayeyi zaten sürdürmektedir. Dolayısıyla bugün bu sektörlerde gerçekleşen başarılı performansın ekonominin diğer sektörlerinde de gerçekleşmemesi için hiçbir sebep bulunmuyor.

 

Bu nedenle, Türkiye kısıtlı kaynaklarını tüm alanlara değil, stratejik sektörler olarak tanımlanan yani katma değeri yüksek, dışa bağımlılığı azaltan ve cari açığı azaltan alanlara yönlendirmeli.

 

Tabii bu sektörlerin hangileri olduğunun kriterleri de gayet açık.

 

SAVUNMA SANAYİİ ÖRNEĞİ

 

Türkiye savunma sanayiinde bir ekonomi hikayesi yazdı ve yazmaya devam ediyor. Savunma sanayii ile bir taraftan katma değerli ürünlerin üretimi ve ihracatı gerçekleşirken, diğer taraftan gerçekleşen büyük savunma projeleri sayesinde nitelikli iş gücü yetiştirilerek ülke ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlanmaktadır.

 

Türkiye, bu performans sayesinde 2000’li yılların başına kadar savunma sanayiinde yüzde 80’e yakın oranda dışa bağımlıyken, 2018 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 35 seviyelerine düşmüştür.

 

Ayrıca, Türkiye savunma sanayiinde son 16 yılda gösterdiği performans sayesinde savunma sanayii üretiminde yerlilik oranını yüzde 20’den yüzde 65’e yükseltmiştir.

 

Savunma sanayii, ekonomide stratejik alanlarda yani üretimi artırmanın ve dışarıya bağımlılığı azaltmanın yanında ekonominin diğer alanlarına da önemli bir katkı sağlıyor.

 

AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı tarafından Ağustos ayı için hazırlanan “Savunma Sanayii” bülteninde de ifade edildiği gibi “Savunma sanayiinden elde edilen bilgi birikimi ve altyapı ile sanayide dijital dönüşümünün gerçekleşmesi kolaylaşacaktır. Başka bir deyişle savunma sanayiinde gerçekleştirilen AR-GE çalışmaları teknik kapasiteyi arttırarak üretimin diğer alanlarında da kullanılmaktadır”.

 

Bugün ABD’de başta internet alanında olduğu gibi iletişim teknolojilerinin gelişiminde de savunma sanayii önemli katkısı olduğu ortada.

 

YENİ KALKINMA MODELİ VE STRATEJİK SEKTÖRLER

 

Şimdi sıra Türkiye ekonomisinde, cari açığı düşüren ve ekonominin dışa bağımlılığı azaltan stratejik sektörlerde atılacak adımlarda.

 

Bu açıdan yeni dönemde kalkınma modelinin tercihinin de tartışılmasında fayda var.

 

Şunu da açıkça ifade etmek gerekir ki, finansman ve Ar-Ge için ayrılan kaynakların tüm sektörlerde yatırım yapmak için yeterli olmaması başka bir deyişle yatırımlar için gerekli kaynakların sınırlı olması nedeniyle, dengesiz kalkınma modeli yani ekonomide öncü sektörlere yatırım yapılması öne çıkan tercih olmaktadır.

 

Bu sayede ekonomide öncü ve üretken sektörlerde gerçekleşen ve gerçekleşecek kalkınma performansı ekonomide bütün sektörlerin gelişmesini ve kalkınmasını sağlar. Dünyada bunu gerçekleştiren birçok ülke var.

 

Dolayısıyla Türkiye’nin yeni ekonomik başarı hikayesinin, seçili stratejik sektörlere verilen önem ve bu sektörlere ayırdığı kaynaklarla birebir ilgili olduğunu önemle vurgulamak gerekiyor.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.