Tercihlerimizle yaşıyoruz

Tercihlerle geçen bir dönemi kısmen atlattık. Mesleki haklarımı savunduğum örgüt Ziraat Mühendisleri Odası şube seçimlerini tamamladı. Emek mücadelesinde memurların örgütlendiği kuruluşlar arasında yer alan Birleşik Kamu İş Konfederasyonun Genel Kurul Delegeleri,  Aralık ayının son haftasında tercihlerini yaptı. Bu iki haftalık süreç içerisinde gözlemleyebildiğim kadarıyla, emek ve meslek örgütlerinin fikri öncüleri genel kurullara, ‘seçim’ gözü ile bakma açısından henüz vazgeçebilmiş değildir.

 

Genel kurullar;  önceki dönemin objektif bir şekilde değerlendirildiği, yeni dönemin geçmişte yapılan çalışmalara göre şekillendirildiği ve önerilerin tartışıldığı yeni yönetime yön gösterici kararların alındığı ve kayıt edildiği zamanlar olmalıdır.  Günümüzde ise kişi ya da gruplar anlaşılır bir hesap vermeden, makul izahat yapmadan, delegelere başarı ve başarısızlık nedenlerini anlatma zahmetinde bulunmadan sadece rey talebinde bulunan alanlar halinde devam etmektedir.

 

Delegeler de zaten üzerlerindeki ağır yaşam yükünden kaynaklı, içinde bulundukları mücadeleye gerekli önemi ve zamanı vermediklerinden dolayı, vicdan hesaplaşmaları sonucunda yaşadığı burukluk içinde, genel kurulda önde gelenlerin şemsiyeleri altında tercihlerini yapaktadır.  Eleştirecek argümanları oluşturamamak veyahut eleştiri gücünü hissetmeme gibi nedenlerden kaynaklı eleştiri kültürünün gelişmemesi,  yaşanan sorunlara çözüm önerilerinin üretilmesini de kısıtlamaktadır.

 

Demokratik usullere göre verilen mücadelede, örgütlenme çalışmalarında en başarılı olan yapı, liderliği almaktadır. Örgütlenmenin temel argümanlarını oluşturacak ve doğrultu saptaması yapacak birim ve kişiler ise bu sistem içerisinde çekinikler arasında yer almaktan başka çaresi bulunmamaktadır.

 

Yaş gruplarına göre iletişim tercihlerinin değişikliğe uğradığı bu dönemde ise nesiller arasındaki bağı sağlayabilecek ortak iletişim kanallarının da çeşitli nedenlerden dolayı tahrip edilmiş olması da çözüm üretme mekanizmasını tehdit etmektedir.

 

Mücadele zafer kazanmak için kararlılık, disiplin, etkili paylaşım ve çalışmak gereklidir. Temel ilkeler yok ise ilerlememenin olmaması da doğaldır. Emek hareketi ilerlemiyor. İlerlemeyişinin sebebi yine emekçinin bu ilkeleri ihlal etmesidir. Mücadele etmediği takdirde kayıp edeceği kesindir. Mücadele ederse daha müreffeh yaşama şansı vardır.   

 

Tıpkı önderimizin dediği gibi ‘Çalışmadanyorulmadanüretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdur.’

 

Sendikalar da toplumun bir parçasıdır.  Bu cümle aynı şekilde sendikalar için de günümüzde geçerliliğini sürdürmektedir.

 

Bir emekçi içinde bulunduğu koşuldan memnun değilse bu koşulları düzeltmenin en barışçıl yolu hakkını bilmesi ve aramasından geçer. Hakkının bir şekilde gasp edildiğini düşünen emekçiler içinse en barışçıl yol hukuk yoludur. Hukukun üstünlüğünü kabul etmiş insanlar bu alanda mücadeleyi kurumsallaşan örgütlerle yani sendikaların desteği ile verebilir.

 

Sendikalar bir şey yapmıyor. Sendikalara inanmıyorum. Gibi söylemler bilinçsizce kurulmuş cümlelerden daha ileri gitmez. Doğru sorular ise ‘Sendikaları nasıl işlevsel hale getirebilirim? Sendikal mücadelenin neresinde bulunursam daha etkili olurum?’ Olmalıdır.

 

Mustafa Fehmi Kubilay aramızdan ayrılalı 91 Yıl oldu. Katilleri istiklal mahkemelerinde yargılandı ve cezaları verildi.  Menemen’de Kubilay kışlasında bu sene 2 tane anma töreni oldu. Önce Devlet töreni gerçekleşti sonra ise İzmir Anakent Belediyesi ve demokratik kitle örgütlerinin ortak düzenlediği tören. 

 

Törende en anlamlı etkinlik ise;

 

Kubilay kışlasında şapkalı üç kadınının, o soğuk havada bir araya gelerek, derin sessizlik anlarında eşgüdümlü bir şekilde ağızlarından buhar çıkarak bu cümleleri yüksek sesle tekrar etmeleriydi.

İnandılar!

Savaştılar!

Öldüler!

Bıraktıkları Emanetin Bekçisiyiz!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Hüsamettin yılmaz 29 Aralık 2021 04:46

    Bunu anlayan toplum olsaydık sen bu yazıyı yazmaya gerek duymazdin

  • Funda Gılıç 26 Aralık 2021 21:41

    Sizi tebrik ediyor başarılarınızın devamını diliyorum.

  • Funda Gılıç 26 Aralık 2021 21:37

    Bir emekçi içinde bulunduğu koşuldan memnun değilse bu koşulları düzeltmenin en barışçıl yolu hakkını bilmesi ve aramasından geçer. Yazınızı okudum güzel olmuş ve bizde ev sahibi ve kiracı konumunda hakkımız olanı bilip şartları,konumları birlikte konuşup her ikimiz içinde uygun olan ortak artış kararını verdik. Birbirimizi üzmedik, saygısız olmadık,her iki taraf için uygun olanı tercih ettik. Tercihlerimizle yaşıyoruz..

  • Ruhsar Yanmaz 26 Aralık 2021 16:49

    Yine anlamlı bir yazı. Haklarımızı öğrendiğimizde ve inandığımızda doğru yolu bulacağız.