Topkapılı Cambaz Mehmet ve vatan aşkı...

Topkapı’daki üç sınıflı mahalle mektebinde haylazlığı yüzünden okuldan ayrılan namı Cambaz olan Mehmet Topkapı’lı okuldan ayrıldıktan sonra Topkapı tulumba takımını girer… gösterdiği başarı ve deli yüreğiyle gözü karalığıyla çevrenin sayılı külhanbeyleri arasında yer alır…kısa sürede namı bütün İstanbul’a yayılır... 

 

Istanbul’daki tüm ünlü kabadayılar da ona bağlılıklarını bildirirler…

 

***

 

Topkapılı Cambaz Mehmet Çanakkale Savaşlarına katılan sıradan bir erdir...gösterdiği kahramanlıklardan dolayı Albay Mustafa Kemâl onu onbaşı yapar…Ve Mehmede  hadi “ göreyim seni” der… bu ifade onun yüreğinde taçlanır …Mehmet kahramanlıklar serüveni sürdürür…Albay Mustafa Kemal başarılarının devam ettiren onbaşı Mehmedi çavuş yapar ve yine hadi seni birde çavuşken göreyim diyerek iyice cesaretlendirir...

 

***

 

Çanakkale'de emperyal düşman ittifakına karşı “Çanakkale geçilmez “ diyerek düşmana karşı kahraman Türk ordusu binlerce verdiği şehit ve gazileriyle beraber emperyalistlere geçit vermez…

 

Birinci dünya harbinde Osmanlı Devletinin yenik düşmesi üzerine  30 Ekim 1918 Paris’te “Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson, Britanya Başbakanı David Lloyd George, İtalya Başbakanı Vittorio Emanuele Orlando ve Fransa Başbakanı Georges Clemenceau” dan oluşan dörtler konseyi adlı devletlerin yaptığı Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı devletine silâh bıraktırılır ve Emperyalist düşman devletler hiçbir direnişle karşılaşmadan yurdumuzun birçok yöresini ve İstanbulu işgal ederler...

 

Çanakkale savaşında Anafartaların kahraman komutanı Mustafa Kemâl Paşa ve çavuş Topkapılı Cambaz Mehmet ise işgal altında bulunan İstanbul'dadırlar…

 

Mustafa Kemâl Pasa bu emperyal devlerin işgaline karşı bir mücadele etmek lazım teziyle, üç kez Padişah Vahdettin ile, birçok kez de Sadrazamı Damat Ferit Paşa ve kabine üyeleriyle görüşür…bu işgale karşı vatani düşman elinden kurtaracak öneriler sunar kesin bir sonuç elde edemez…

 

Gazi Mustafa Kemal Paşa bu yönden Şişli'deki evinde devamlı yakın silah arkadaşlarıyla bir araya gelerek gizli toplantılar yapmaya devam eder… Anadolu'ya geçip, bu düşman işgal güçlerine karşı Kurtuluş Savaşı'nı Anadolu’dan başlatmanın yollarını arar ve kafasında oluşturduğu Anadolu’da bir “Milli Hükümet” oluşturma fikrini iyice kesinleştirdikten sonra İstanbul sokaklarına hakim olmak için organize etmeyi düşünür…   Ve Çanakkale muharebelerinde önce onbaşı sonra gösterdiği kahramanlıklarından dolayı çavuş yaptığı  gözüpek, yiğit insan Topkapılı Canbaz Mehmedi çağırır ve ona bu emiri verir...omuzlarını sıvazlar hadi  yine seni göreyim  der...       

 

Topkapılı bu emir üzerine evinde periyodik toplantılar yapmaya başlar…

 

Tulumbacılık yıllarında, yıllarca yangınlara su pompalayan Topkapılı Cambaz Mehmet, Kurtuluş Savaşı’nın aort damarlarına kan pompalayan Adı, Milli Müdafaa sözcüklerinin baş harflerinden oluşan M.M. Gizli örgütüne katılır…MM örgütünün asıl nüvesini oluşturan yüzbaşılar, binbaşılar, albaylar, doktorlar olmasına rağmen sokak hakimiyeti için için cesaret timsali şeytana külahını ters giydirecek kadar zeki, tazı gibi koşan, silâh atmada, bıçak sallamada rakibi bulunmayan, zalimlere karşı gaddar, ezilenlere karşı ise merhametli olarak tanınan Topkapılı Cambaz Mehmet’e başkanlık görevi verilir… 

 

Daha sonra M.M. Grubu’yla Ankara arasındaki bağlantının kurulması için İstanbul Telgrafhane Müdürü İhsan Bey’de bu örgüte dahil edilir…

 

Başkan Topkapılı aldığı emir ve görevleri evinde grup grup yaptığı her toplantılarıyla sokak arkadaşlarıyla sürdürmeye başlar…Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “ bu millet asla uşak olamaz” sözünü her zaman üzerine basarak söyler…    

 

Gazi Mustafa Kemal Paşanın emperyalistlere karşı bir mücadele başlatıcağını ve bu yönde bizlerde iş düşeceğini arkadaşlarına anlatır...

 

İstanbul sokaklarına hakim Topkapılı Mehmedin binlerce silâhlı adamının direniş ve destek yönünde hazır tutar…

 

Bunlara, vatanın  kurtuluşu söz konusu olmadan önce ahali sokaklarda birer it, kopuk, hırsız haraççı diyerek ifade ederlerdi…

 

Ancak,Topkapılı Mehmet Gazi Mustafa Kemâl Paşa ile Şişli’deki evinde görüştükten sonra, bu binlerce kopuk diye adlandırılan adamlarına vatan için ölmeye ant içirmiş ve kelle koltukta onları birer savaşçı yapmıştır…                           

 

Çünkü, Şişli'deki görüşmede Mustafa Kemâl Paşa, " Canbaz Mehmet’e Çanakkale'de nasıl kazandıksa yine öyle kazanacağız...hele sizin gibi kahraman Türk çocukları oldukça, ordularımızın yenilmesi imkânsızdır!" demiş ve bu sözler üzerine hadi “Sen ve arkadaşlarını göreyim “ sözleri ile uğurlamıştı...

 

Bu sözler üzerine İstanbul’da Gazi Mustafa Kemâl Paşa'nın korumasını bizzat kendi üzerine alan Topkapılı 5.000 yakın arkadaşını vatan uğruna irtibatlı hale getir ve İstanbul’un her yerinde ve devamlı Şişli çevresinde gerekli önlemleri aldırır…

 

….

 

15 Mayıs 1919 günü, İstanbul Galata Rıhtımı'nda olağanüstü bir kalabalık vardı…Seyyar satıcılardan, ayakkabı boyacılarından, polislerden, jandarmalardan ve hamallardan geçilmiyordu...

 

Bunlar, gizli örgüt olan MM Grubu'nun tepeden tırnağa silâhlı adamlardan başka kimseler değildi…

 

Görevleri, Mustafa Kemâl Paşa ile mahiyetinde bulunan 19 kişiyi Bandırma Vapuru'na sağ salim bin elerini sağlamaktı...

 

Operasyonu rıhtımda yöneten Topkapılı Cambaz Mehmet, iyi yüzme bilen, iyi silâh kullanan 50 İnebolulu fedai genci de Bandırma Vapuru'nun içine önceden yerleştirmiş, bunlara gerekli talimatı vermiş ve Samsun'a kadar sürecek yolculuğun tüm güvenlik önlemlerini aldırmıştı...

 

Mustafa Kemâl Pasa, Samsun'a çıktıktan sonra Ulusal Güçleri örgütleme çalışmalarına başlarken, Topkapılı Cambaz Mehmet İstanbul'da tarihe geçecek birçok kahramanlıklara imza atmaya başlamıştır…

 

Bunlardan biride İngiliz Gizli Servisi'nin en tehlikeli ajanı Papaz Fru'nun güvenini sağlayarak bu teşkilâtın içine sızar ve çok yararlı istihbarat bilgilerini elde ederek Mustafa Kemâl Paşa'ya ulaştırır...

 

Osmanlı ordusu dağıldıktan sonra Miralay İsmet Bey’in Harbiye nezareti müsteşarlığına getirilmesi haberi M.M. grubu üyelerini çok memnun eder…

 

Çünkü bu sayede,terhis olan erlerin adreslerini ve ordudan alınan silahların nerede depolandığını öğrenirler…

 

En büyük cephanenin ise Maçka Kışlasında depolarında olduğunu aldıkları bilgi sayesinde öğrenirler… Topkapılı: 

“depolardan silah çalma işinin organizesini ben üzerime alıyorum der ve İstanbul’un bütün tanınmış hırsızları,yankesicileri çağırır ve onları bir araya getirir…ve bu çağrı için MM teşkilatında  bu insanlar hırsızdırlar, yankesicidirler ama aynı zamanda sizin kadar, benim kadar vatan severdirler.” Bunu böyle bilesiniz bilgisini verir…

 

Tarihte görülmemiş bir planla ...

 

Silahları Anadolu’da Büyük Taaruza hazırlanan Türk Ordusunun ihtiyacının bir kısmı karşılayacak olan Maçka kışlasının  boşaltılması gerekir…

 

Maçka kışlası İngiliz taburu tarafından korunan bir kışladır…Topkapılı açıklar :Cephaneliğe tünel kazılarak girileceğini söyler tünel kazma işi  başarıyla uygulanır…cephanelikte bulunan sandıklar tek tek açılarak boşaltılır…Boşaltılan sandıkların içine ise toprak yerleştirirler ve sandıkların İngilizler tarafından yapılan denetimde yerlerinde olduğu görülür…

 

Topkapılı’nın İstanbul’da beşbin usta hırsızı Fransız askerlerinin 

 

Gelen raporlara göre Rami kışlasından bir gece yarısı Fransızlar’ın gözü önünde Fransız askeri üniforması giydirilmiş Türkler tarafından  tüm silâh ve cephaneleri  çalınarak Anadolu'ya, Mustafa Kemal Paşa'nın komutasındaki karargaha soyularak ulaştırılır…

 

Anadoluya Silah Kaçırmanın Yolları ise : Birinci yol olarak Karadeniz kanalı…

 

Küçük deniz araçlarıyla silahlar önce Mürsel’e oradan da İç Anadolu’ya gönderilecek...

 

Ağır silahlar ise İtalyan tüccarlar tarafından taşınacak...

 

***

 

Silahların kaçırılmasının hemen akabinde Topkapılı Canbaz Mehmet, Cesareti ile bir başka şaşılacak ve hiç ihtimal verilmeyen bir başka süprizide gerçekleştirir…

 

İstanbul’daki  İngiliz işgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington'un makam otomobilini çalar…Akşehir'e kadar sürerek götürür ve orada Mareşal Fevzi Çakmak'a teslim eder…

 

Bu otomobil, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa'ya makam aracı olur…

 

Üst üste meydana gelen hadiseler üzerine General Harrington  istihbarat başkanlığına Yüzbaşı Bennet’iyi atar...

 

Bennet İngiliz hükümeti adına önemli işler yapıyor, bu da Topkapılı Cambaz Mehmet’in hoşuna gitmiyordu...her zaman Topkapılıyı izlemeye devam ediyordu…

 

Bunun üzerine Yüzbşı Bennet’e Topkapılı bir suikast düzenlendi...

 

Bennet ölmedi ama bacağından aldığı darbe ile tedavisine İngiltere’de devam edildiğinden etkisiz hale getirilmiş oldu...

 

Bu olay üzerine İstanbuldaki hırsızlar ve Topkapılı arkadaşları toplatıldı içeri alınarak mahkeme edilerek idama mahkum edildi...

 

Fakat Topkapılı’nın üyesi olduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti başkanı Papaz Fru bu kararı engeller...

 

***

 

Ankara Ekspresinde iki yolcu biner : Bunlar biri Mehmet Bey ile Nurettin Bey görevlerini yapmış olmanın huzuru ile Ankara’nın yolunu tutmuşlardı...

 

Topkapılı  an az Mehmed Nurettin Bey’e “Tarih böyle bir zafer yazmamıştır..,”Mustafa Kemal Paşa 1918 yılında Şişli’deki evinde konuşurken büyük zaferin pırıltılarını görmüştüm...

 

O zaman bana Mehmet, Çanakkale’de nasıl kazandıysak yine kazanacağız...

 

Hele sizin gibi kahraman Türk evlatları oldukça ordumuzun yenilmesi imkansızdır.” demişti...

 

Topkapılı canbaz Mehmedi  Mustafa Kemal Paşa karşıladı ; hoş geldin, nasılsın bakalım diyerek elini sıktı ve köşeye çekilere oturdu sohbet ettiler, Mustafa Kemal Paşa Topkapılıya İstanbul mebusluğu teklif etti...

 

Topkapılı, Paşa’nın teklifini kibarca reddetti...

 

Mustafa Kemal de ,”Hiç değişmemişsin Mehmet yine o eski Topkapılı Cambaz Mehmet!”dedi…

 

6 Ekim 1923 günü büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Paşa muzaffer ordusunun başında İstanbul’a giriyordu...

 

Topkapılı bu sahne karşısında sevinç gözyaşlarını döküyordu...

 

***

 

Bundan 95 yıl önce 24 Haziran 1923'te TBMM aşağıdaki kararı oy birliği ile almıştı:

 

“TBMM Başkanlığından:

 

İstanbul'un düşman altında bulunduğu sırada, Osmanlı ordusunun depolanan silâh ve teçhizatını her an ölümle karşı karşıya kalarak Anadolu'ya kaçıran, düşmanın gizli istihbarat teşkilâtının içinde yuvalanarak, millî kuvvetlere çok yararlı bilgiler sağlayan M.M.Grubu Başkanı Topkapılı Canbaz Mehmet Bey'e, Vatana Üstün Hizmet faslından ayda 1.500 lira maaş bağlanması Büyük Meclis'in 24 Haziran 1923 tarihli toplantısında oy birliği ile kararlaştırıldı.”

 

***

 

1932 yılının haziran ayında hayata gözlerini kapayan Cambaz Mehmet, BMM’nin 24 Haziran 1923 tarihli oturumunda oybirliğiyle kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı kabul etmedi…

 

Kendisine bağlanan 1500 liralık maaşı getiren Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri Nurettin Bey’e hayret dolu gözlerle bakarak şöyle der:

 

“Ben bir şey yapmadım...

 

Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım...

 

Hizmetleri gerçekleştiren arkadaşlarımdır...

 

Ben buna layık değilim...

 

Hayır, bana bunu yapamazlar.” 

 

Ve Nurettin Bey’e son emrini verir: “Hemen gidin ve aylık iradı [maaşı] Hilal-i Ahmer’e [Kızılay] devir muamelesini yapın.”

 

Topkapılı Cambaz Mehmet, maaşını Kızılay'a devreder...

 

Tek kuruşunu bile almaz.

 

Hayatı film yapılması gereken binlerce kahramanımızdan biri olan Topkapılı 1932 yılı Haziran ayında aramızdan ayrıldı... 

 

Milli mücadeledeki hizmetlerine mükafaten İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir…insanın vatanı söz konusu olunca A / Z ye kadar ne olurda olsun bu vatan için mücadele etmişlerdir…

 

Kurtuluş savaşının nice adsız kahramanlarından biri olan Topkapılı Canbaz Mehmedi

 

RAHMETLE, MİNNETLE ANIYORUZ.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.