Medya Haber Girişi : 10 Ekim 2022 21:38

Usta gazeteci Sabuncuoğlu, medyanın fotoğrafını çekti!

Usta gazeteci Sabuncuoğlu, medyanın fotoğrafını çekti!
Türk Ocakları Erzurum Şubesi tarafından düzenlenen  ‘Ocakbaşı Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu, ‘Medya mı, sosyal medya mı?’ sorusuyla Gazeteci Kadir Sabuncuoğlu oldu.

Erzurum Post- Orhan Bozkurt'un haberi-Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanlığı ‘Ocakbaşı Sohbetleri’  her hafta Cumartesi akşamı Baro konferans salonunda devam ediyor. Sohbetlerin son konuğu, ‘Medya mı, sosyal medya mı?’  sunumu ile Gazeteci Kadir Sabuncuoğlu oldu. 

 

 

Ulusal medyada kırk yılı aşkın süre, gazeteci ve yönetici olarak görev yapan yaklaşık 15 yıldan beri de bir sosyal medya kullanıcısı olduğunu belirten Sabuncuğlu, gazete ve gazeteciliğin  tarifini yaparak başladığı sunumunda birbirinden çarpıcı tespit, öneri ve bilgiler paylaştı.

 

Sabuncuoğlu, “Tüm sosyal ilişkileri kökünden değiştiren, insanlığın süregelen alışkanlıklarında dönüşümün yaşanmasına neden olan, bilgi almaktan haber takip etmeye, sosyal ilişkiler kurmaktan alışveriş yapmaya kadar oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan sosyal medyanın; artık vazgeçilmez bir olgu haline gelmesi, birçok soru ve sorunları da beraberinde getirmiştir” dedi.

 

Duayen Gazeteci Sabuncuoğlu, basının; gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların tümünü kapsadığını, medyanın; kitleler ile iletişimi sağlayan radyo, televizyon, gazete ve dergiler gibi basın yayın organlarının tümünü, sosyal medyanın ise  kullanıcıların internette aradığı, kullandığı ve içerik ürettiği interaktif iletişim platformu olduğunu kaydetti.

 

 

“SOSYAL MEDYADA 'GÜVENİLİR' KURUMLARIN İSİMLERİ KULLANILIYOR”

 

Sabuncuoğlu, sosyal medyadaki algı operasyonlarını ise örnekleri ile anlattı: “Basın; dünyada ve ülkede olup bitenleri tarafsız, bağımsız ve özgür bir şekilde, üstelik yorum yapmadan kamuoyuna duyurmak zorundadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, basın bir milletin ortak sesidir. Şimdi sosyal medyada yer alan bir habere bakalım: Aslında ‘Facebook’ta ‘Teğmen’ haberini okuyunca ‘Karayazı’da böyle bir olay olmuş, biz duymamışız’ diye hayıflandım. 

 

Sol üst başlıkta 'Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait 'logo' var.  Logonun yanında ‘Genelkurmay Başkanlığı’ yazısı yer alıyor.  Olay aynen şöyle anlatılıyor: 
 

"Erzurum Karayazı'da, eşi ile kahvaltı yapmak için dışarı çıkan bir teğmene silahlı saldırı gerçekleştirilmiştir. Teğmen ile PKK arasında çıkan çatışmada 4 PKK'lı terörist teğmen tarafından öldürülmüştür. Bu başarısından dolayı teğmen, Kuvvet Komutanı tarafından  gönderilen emir ile 09/11/2015 tarihinde terfi ettirilerek Üsteğmen rütbesine yükseltilecektir. Olay sonrası rahatsızlanan ve hastaneye kaldırılan teğmenimizin eşi hanımefendiler, tedavi altına alınmıştır."  Hemen araştırmaya başladım.  Vali, kaymakam, jandarma dahil kime sordumsa “Hayır öyle bir şey yok” dedi.  Belli ki, bir takım güçler, 'algı' yaratmak için olağan üstü çaba harcıyor. 


Bu nedenle sosyal medyada 'güvenilir' kurumların isimleri kullanılıyor.  Teğmenin üsteğmen olmasıyla ilgili kahramanlığın konu edildiği asılsız hikaye, yüz binlerce üye tarafından paylaşılmış. Kahraman teğmeni tebrik edenler, üsteğmenliğini kutlayanların sayısı çok fazla.  Bazıları olayın etkisiyle üsteğmenliği de az buluyor. 'Yüzbaşı' olmasını, bir başkası ise 'paşa' yapılmasını istiyor.” 

 

 

BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR MEDYA BİR GÜN HERKESE LAZIM OLUR”


Sunumunda Türk ve Erzurum basın tarihinden de bilgiler veren Gazeteci Kadir Sabuncuoğlu, özgür basının önemine ise yine bir örnek ile vurgu yaptı:


“2011 yılının Ocak ayıydı…  Şenkaya ilçesine bağlı Yanıkkaval Köyünden 70 kadar vatandaş, içme suyu sorunlarını anlatmak için Erzurum’a gelmişti. Muhtar Alaattin Yaman başkanlığındaki heyet, içme suyu derdini valiye anlatmak için minibüslerden indi ve vilayetin ana kapısı önünde toplandı.  Ancak randevu almadıkları için vilayete giremediler.  Gerekçe hazırdı: Vali, müsait değilmiş. Ancak Muhtar Yaman ve arkadaşları, 150 hanede oturan bin 300 kişinin çektiği sıkıntıyı anlatmakta kararlıydı.  Polis, vilayete girmekte inat eden köylüleri püskürtmek için biber gazı sıktı.  Yaklaşık 170 kilometre uzaktan gelen yaşlı- başlı adamlar, vilayetin merdivenlerine çöktü ve başladılar çocuklar gibi ağlamaya.  Bazıları biber gazı acısını dindirmek için gözlerini kar ile yıkadı. 

 

Polis, vilayetin merdivenlerine adeta yapışan vatandaşları birer ikişer topladı ve ekip otolarına bindirerek merkeze götürdü. Tüm bu gelişmeleri başından sonuna kadar kameralara kaydeden basın mensuplarının servise aldığı haber, gözaltı olayından birkaç dakika sonra ‘Son dakika’ olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı. 


 

Makamında yaşananları televizyondan izleyen Vali Celalettin Güvenç ise hemen gözü yaşlı köylülerin makamına getirilmesi talimatı verdi. Basın mensuplarının önünde Vali Güvenç, köylülerden önce özür diledi. Vatandaşların dertlerini dinledi ve içme suyu sorununu çözme sözü verdi.  Bu gelişmelerin sonunda, ‘Önce Ağlattılar Sonra Dinlediler’ başlıklı ikinci haber servis edildi. Peki medya olmasaydı, “Vali köylüleri makamına alır mıydı?” Elbette hayır. O nedenle diyoruz ki, bağımsız ve özgür medya bir gün herkese lazım olur…”

 

Ülkedeki Radyo ve TV yayıncılığına dair bilgiler de veren Kadir Sabuncuoğlu, yerel basının yaşadığı sıkıntılarıda dile getirdi. Erzurum’da 2010 yılına kadar değişik görüşleri yansıtan çok sesli 16 yerel gazete’nin bulunduğunu belirten Sabuncuoğlu;  Bu gazetelerin  Basın İlan Kurumu tarafından dört grup halinde toplanmak zorunda bırakıldığını belirtti. 

 

 

Hürriyet Gazetesi’nin Erzurum’da matbaa kurmasının ardından 1 Mayıs 1984 günü itibari ile Cumhuriyet’in ilanından 61 yıl sonra, kentte günlük gazeteye ulaşıldığını hatırlatan Kadir Sabuncuoğlu, “Erzurum’da günlük 500 gazete satan Hürriyet’in tirajı, matbaa kurulduktan sonra 10 bine, bölge tirajı ise 100 bine çıktı. Hürriyet’in ardından iki gazete daha Erzurum’a matbaa kurdu.  Bu süreçte Doğu’nun Paris’i olarak nitelendirilen Erzurum’da ulusal gazete ve dergiler basıldı, şehirde matbaacılık sektörü gelişti. Ancak bu matbaalar, 10 yılın sonunda 1994’te Erzurum’a veda etti ve Trabzon’a gitti. Neden, niçin kaybettik bu önemli yatırımı?" diye sordu.

 

 

"ERZURUMLULARIN BUNU SORGULAMASI GEREKİR..."

 

Öte yandan ulusal düzeyde basılan ve satılan 31 gazetenin 20- 26 Eylül 2022 günleri arasında ki toplam satışının 1 milyon 735 bin. En çok satan gazetenin ise 180 bin civarında olduğunu vurgulayan Kadir Sabuncuoğlu, “Ülke genelinde kağıt üzerine baskı yapan yerel ve ulusal gazetelerin geleceği tehlikede.  Kağıt, boya, baskı, enerji, işçi, maliyetleri giderek arttığı için bazı gazeteler baskı yapmaya veda etti.  Bunun üzerine işsiz kalan ünlü, ünsüz gazetecilerle bazı sanatçılar, dijital yayıncılık alanına girdi.  Çoğu da sosyal medyadan bu yolla ekmek yemeye başladı” dedi.

 

Geleneksel medyanın yaşadığı bu açmaza rağmen soyal medyanın gücü ve izlenme oranlarından da örnekler veren Sabuncuoğlu,  ülkedeki ünlü ünsüzleri ise şöyle sıraladı:

 

* Kayseri Sokak Lezzetleri: Dellendik/ Noluya / isimli videoyu üç (3) günde 2.2 milyon kişi seyretmiş.

 

* Konuşanlar: Hasan Can Kaya’nın  74 numaralı, 13 dakikalık videosunu 3 haftada 2.4 milyon kişi görüntülemiş.

 


* Güldür Güldür Şovun Altılı Masa’yı konu olan videosu, üç ayda 4,8 milyon kişiyi güldürmüş.

 

* Patlıcan yemeğinin yapıldığı ‘Patlıcanı hiç bu şekilde gördünüz mü?’ isimli video, 6 ayda 7,6 milyon kişi tarafından görüntülenmiş. 

 

* Enes Batur çömlek yapımı ile ilgili video yapmış, “Çömlek Macerası”  adını vermiş, 10 ayda 3.9 milyon kişi izlemiş.

 

* “Tavuk pirzola, çıtır çıtır/ İnanılmaz lezzet” başlığı ile bir video yapan Gülsümün Sarayı TV’yi bir yılda 6 milyon kişi tıklamış. 

 

* PSG:2- Manchester City: 3 maçını youtube dan bir haftada 2 milyon futbolsever izlemiş.

 

 


“TÜRKLER ARKADAŞLARI VE AKRABALARI İLE İLETİŞİM İÇİN SOSYAL MEDYAYA GİRİYOR”

 


Halen, Türkiye genelinde günlük olarak 2 bin 71 gazetenin basıldığını anlatan Kadir Sabuncuoğlu,şu bilgileri paylaştı: “Bunlardan sadece 145’i ulusal çapta yayın yapıyor.  Ulusal gazetelerin günlük tirajı, 2013 yılında 5 milyon 231 bin iken 2022’de 1 milyon 735 bine geriledi. Gazete ve dergilerin yayın bölümünde çalışanların sayısı 2013’te 51 bin iken 2021’de 26 bine düştü. 2020 yılında yapılan ölçümlere göre, Türkiye'de günde ortalama 4 saat 33 dakika televizyon izleniyor. Türkiye’de 15 milyon 350 bin kişi günlük ortalama 8 saat internet kullanıyor.  Ocak 2022’de 85,3 milyon olan genel nüfusun yüzde 80,8’i, yanı 68 milyon 900 bin kişi, sosyal medya kullanıyor.  15 yaş üstü olanlardan sosyal medya kullanmayan yok gibi.  Sosyal medya kullanıcıların yüzde 58,7’si erkek, yüzde 41,3’ü kadın. Türkler, arkadaşları ve akrabaları ile bağlantı kurmak, ikinci olarak da haber okumak için sosyal medyaya giriyor. Bu istatistiklere göre, sosyal medya liderlik koltuğuna çoktan oturmuş bile…”

 

 

SIRA 'HORTLAK KORKUSU' HABERİNE GELDİ

 

Usta Gazeteci Kadir Sabuncuoğlu,  katılımcıların pür dikkat dinlediği sunumu sırasında anlattığı  bir mesleki  ansı ile  de herkesi gülümstti. 


İşte o anı, “Adamın biri, Horasan'dan Erzurum'a gelmek için bir kamyona binmiş. Kamyon kasasında yolculuk ederken kenarda duran bir tabutu görmüş ve kontrol etmiş. İçinin boş olduğunu görünce de kış günü üşümemek için tabutun içine girmiş. 

 

Yolda kamyona bir yolcu daha binmiş. Tabutu görünce korkan ikinci yolcu, bir kenara ilişmiş ve yolun bitmesi için dua etmeye başlamış. Bir süre sonra ilk yolcu, tabutun kapağını aralamış ve korkarak bakan diğer yolcuya "Erzurum'a geldik mi?" diye sormuş. Bir kenarda oturan ikinci yolcu, ‘Ölü hortladı’ diye hare¬ket halindeki kamyondan aşağı atlamış. 

 

Bu olayı aradan bir süre geçtikten sonra öğrenen gazeteci arkadaşım Öztürk Akkök, hortlak korkusu yüzünden kamyondan atlayan kolu ve kafası sarılı, pala bıyıklı, iri kıyım yaralının hastanede fotoğrafını çekmiş. Cami avlusundan alınan tabutu bir kamyonetin kasasına, tabutun aralığından bakan diğer yolcu yerine ise muzip bir adamı yerleştirmişti. Bu özel haber, büyük ilgi gördü ve yıllar önce Hürriyet'in birinci sayfasında yayınlandı."

 

Kadir Sabuncuoğlu,  sosyal medyanın  zarar ve yaralarını ise şöyle sıraladı.


SOSYAL MEDYANIN ZARARLARI


1- Kişiler, sosyal medyada kendilerini kolayca bambaşka birisi olarak tanıtabilirler. 


2- Kandırılabilir, suiistimal edilebilirler. 


3- Ekonomik alanda sömürülme, yasa dışı davranışa zorlanma gibi durumlar ve hukuki sorunlar ortaya çıkabilir.


4- Popüler olma isteği oldukça yoğundur. Bunu isteyenler yalan söyleyebilir, kendisiyle örtüşmeyen davranışlar sergileyebilir.


4- Beğenilmek veya farklı olmak için çevreden farklı giyimler dener, sakıncalı fotoğraf paylaşabilir.


5-Toplumdan uzaklaştırır ve ismi sosyal da olsa kişiyi yalnızlaştırır. 


6- Sosyal medya başında geçirilen zamanın fazlalığı, kişiyi hareketsiz kılar, sağlıksız bir yaşantı için zemin oluşturur. 


7- Sosyal medya rüzgarına kapılanlardan bir bölümü, konuşamayan ama yazan biri olur çıkar. 

 

 

SOSYAL MEDYAYANIN YARARLARI:

 

1- Bilgiye kolay ulaşmak. 


 2- Dünyada olup biteni anında görmek.


2- Kendi gibi beğenileri ve hobileri olan insanlarla karşılaşmak.


3-Arkadaşlarıyla daha çabuk iletişim kurmak.


4-Dersler ve ödevler hakkında bilgi sahibi olmak.


5-Bazı sosyal paylaşım siteleri sayesinde iş olanağına kavuşmak. 


6-Bilgiye kolay ulaşmak.


7-Sosyal medya sayesinde, politikacı, yazar ve sanatçılarla daha kolay iletişim kurmak. 


8-Sosyal alanlarda yetersiz olanlar, sosyal medya sayesinde kendini ifade etmek ve yeteneklerini sergileme olanağı bulur. 


9-Sosyal medya aracılığıyla gelir elde etmek.

 

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL MEDYA TERCİHİ

 

Atatürk Üniversitesi’nde okuyan 237’si kadın 440 öğrenciye, geçtiğimiz aylarda  uygulanan bir anketin sonuçlarınıda paylaşan Sabuncuoğlu, sözlerini şöyle  tamaladı:

 

“Anketi uygulayan Gazetecilik Ana Bilim Dalından İbrahim Can Akkök’ün yüksek lisans tezini, sizler için özel olarak aldım. Bakalım üniversite öğrencileri sosyal medya kullanmak için vakit bulabiliyor mu? Öğrencilerinin yüzde 71’i, sosyal medyayı 18.01 ile 24.00 saatleri arasında kullanıyor. Peki üniversiteliler, daha çok hangi sosyal medyayı kullanıyor: Birinci sırada kullanımı kolay ve anlık mesajlaşma olanağı sağlayan WhatsApp, ikinci sırada bireylerin sosyal yaşamlarını oldukça basit bir şekilde aktarabildikleri Instagram, üçüncü sırada da kullanıcıların müzik, eğitim, haber alma ihtiyaçlarına anında yanıt verdiği için tercih edilen YouTube yer alıyor.

 

Ankete katılanların sosyal medyaya bağımlılık oranının ‘orta’ yüzeyde olduğu belirlendi. Anket ile ilgi yapılan değerlendirmede ise şu sonuç varıldı: Tüm sosyal ilişkileri kökünden değiştiren, insanlığın süregelen alışkanlıklarında dönüşümün yaşanmasına neden olan, bilgi almaktan haber takip etmeye, sosyal ilişkiler kurmaktan alışveriş yapmaya kadar oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan sosyal medyanın; artık vazgeçilmez bir olgu haline gelmesi, birçok soru ve sorunları da beraberinde getirmiştir. Yaşanan bilgi kirliliği ve dezenformasyon nedeniyle sosyal medyada yer alan haberlerin güvenirliliğinin sorgulanır hale geldiği görüldü. Özellikle kadın kullanıcıların daha temkinli olduğu, erkeklerin ise sosyal medya haberlerine daha çok güvendiği ortaya çıktı.”

 

 

 

OCAK BAŞKANI TEŞEKKÜR ETTİ, MESLAKTAŞLARI  PLAKET  VERDİ

 

Gazeteci Kadir Sabuncuoğlu’nun , Türkiye’de geleneksel ve sosyal medyanın adeta röntgenini çektiği sunumunun ardından Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Avukat Nizam Işık, bir teşekkür belgesi takdim etti. 

 

Ezurum Yeni Medya Derneği (ERMED Başkanı Gamze İspirli de, “Erzurum basınında başarılı çalışmalara imza atmış birçok meslektaşımızı yetiştirmiş önemli bir meslek büyüğümüzün deneyimlerini dinlemek bizleri memnun etti. Bilgilerinden istifade ettik. Kendisine Erzurum'a yaptığı hizmetlerden dolayı medya camiası adına teşekkür ediyoruz. Ayrıca söyleşi programını düzenleyen Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Avukat Nizam Işık beye ve ekibine teşekkür ediyorum” dedi.

 

Kadir Sabuncuoğlu’na sunumunun ardından  ERMED Başkanı Gamze İspirli, dernek olarak yaptıkları çalışmaları anlatarak , “Ahde Vefa Buluşmaları" çerçevesinde deneyimli gazeteciye bir plaket takdim etti.

 

 

 

KADİR SABUNCUOĞLU KİMNDİR?

 

1949 Erzurum doğumlu. Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsü mezunu. 1975'te Hürriyet'te gazeteciliğe başladı. 1999'da kurulan Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) bölge temsilciliğini sürdürdü. DAGC ve EGC başkanlıklarını yaptı. TGF Kurucu üyesi. Evli, 2 çocuk babası.

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.