Süleyman padişahlarımız

II. Süleyman padişahımız, deli diye anılan İbrahim padişahımızın, kendileri de padişah olmuş, üç oğlundan ikincisidir...devir, varlığından ancak zorlayarak bahsedebileceğimiz devlet için ve tabii ahali için de, zorlu ve meşakkatli bir devirdir...

 

Hak, hukuk, adalet...bırakınız hepsini, düzen yoktur düzen...düzen olmadığında hüküm eşkiyaya geçer ve saraydan itibaren her yer eşkiyanındır ve herkes eşkiyadır...bir kişi masum ve hariç: II. Süleyman padişahımız...

 

Ağabeyisi IV. Mehmed'in tahta çıktığı dönemde ve saray entrikalarında, padişahlık için adının geçirilmesinden dolayı kırk yıl sarayın şimşirlik denilen bölümünde hapis...dışarıya ancak nadiren ve kontrol altında çıkarılıyor...

 

Padişah olduğunu bildirmek için gittiklerinde, öldürüleceğini zannederek korkuyor, ağlıyor ve ancak iki rekat namaz için müsaade isteyebiliyor...

 

Kendisinden sonra padişah olacak kardeşi II. Ahmed'in de yardımıyla zor bela ikna edilip tahta oturtuluyor...

 

Yeni padişah tahta oturdu madem...yeniçeri cülus isteyecek, sipahi ulufe...para...para yok...

 

Kimin yetkisinin ne olduğunun bilinmediği bir kargaşa ortamında sadrazam, enderun ve ıstabl-ı âmiredeki (ahır) gümüş ve altın kab kacak, kılıç ve benzeri ne varsa hepsini darphaneye gönderir...para kesilir ve yetmez...

 

Mısır'dan ve ahaliden imdâdiyye istenir...yetmez...

 

Bu yetmezlerin sonunda meyhane kapısına dayanılacaktır da henüz erken...biraz daha ileride hamr emaneti (içki bakanlığı yahut daire başkanlığı gibi düşününüz) yeniden kurulacak ve meyhanelere ruhsat verilecektir...

 

Bakırdan para bile basılacak fakat itibar görmeyecektir: Mangır...

 

...

 

Her yer eşkiyanın ve herkes eşkiya dedik ya...

 

Yeniçeri ağası zorbabaşılardan birini sadrazama rağmen öldürtür...zorbalar da yeniçeri ağasını öldürürler...kesmez...mührünü isteyip alamadıkları sadrazamı, padişaha azlettirdikten sonra öldürürler...

 

Neferi bol bir eşkiya kendisini Macaristan Serdarı ilan eder, saray da evet der...başka bir eşkiyadan kurtulmanın yolunu uzağa göndermekte bulurlar: Sivas'a Vali edilir...

 

Arada sarayın kethüda kadınına da bir has verilir...vallahi...

 

Her açtığında dükkanı yağmaya uğrayan esnaf sonunda ayaklanır ve padişahtan Sancak-ı Şerif'i çıkarmasını ister...Sancak-ı Şerif çıkarılır, bütün müslümanlar altına çağrılır...da...ortada müslüman yoktur...

 

...

 

Dışarıda otuza yakın kalemiz düşer...Venedik bizi yener, Avusturya bizi yener...Niş gider, Belgrad gider...

 

...

 

Kara Osman Bey'imizden kalanların kırıntıları ile Kırım Hanı Selim Giray sayesinde bazıları geri alınacaktır...Selim Giray, iştahı kabaran Rusları perişan eder ve Avusturyalıları bir kereden fazla yener...

 

...

 

Bu hengame içerisinde, Padişahımız Efendimiz II. Süleyman sadece ağlar ve bazen de beddua eder...

Kalelerimiz düştükçe ağlar...

Batoçine'de yeniliriz...toplarımız ve bütün ağırlıklar Avusturyalıların eline geçer...yine ağlar...

Niş düşer ağlar...Belgrad düşer ağlar...

Selim Giray'ı ağırlarken duygulanır ve yine ağlar...

...

 

Padişahımız sadece dışına doğru değil; içine doğru da o kadar çok ağlamıştır ki istiska hastasıdır...vücudun su toplaması...

 

İstanbul'da kalırsa tahttan indirileceği söylenerek...vücudu şişmiş ve hayatından ümit kesilmişken Edirne'ye götürülür...

 

Edirne'ye bir saat mesafedeki Yonca Çeşmesi mevkisinde sadrazamla görüşür...taht için kardeşi II. Ahmed'i vasiyet ettikten sonra ordunun zaferi için dua eder ve son defa ağlar...

 

Üç yıl sekiz ay iki günlük saltanatının sonunda Edirne'de ölür...İstanbul'a getirilen cenazesi, tarihin müthiş bir ironisi olmak üzere, Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesine ve O'nun sağ kolu hizasına defnedilir...

 

...

Bu yazıyı ilk defa yazdığımda şöyle bitirmiştim: Katışıksız Türklüğümüz önce cumhuriyetçiliğimize ve sonra demokratlığımıza mani oldu...gönlümüz hep monarklar rejiminde kaldı ve padişah tercihimiz II. Süleyman'dır efendim...

 

Şimdi yazsam şöyle bitirirdim: Süleyman padişahlarımızın ikincisi bana daima birincisinden yani muhteşem olanından daha sevimli gelmiştir, efendim...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.